Cassandra II

Yazar: on 21 Kasım 2021

taştan taşa vura vura başını

dağ arayan çakılın

gecenin kara perdesinde apaçık gördüğü inşikak

meğer bir cevap değilmiş Cassandra

çünkü dağdan kopup gelen tüm taşlar

gözlerini de dağda bırakırlar

bir cevap arayan

toprak ve suyun çocuklarıyla beraber

bulanık nehirlerle yuvarlanırlar

kara balçıktan bir bataklıkta batarken güneş

yapışkan bir çamura bulanırlar

sonsuzluk kimsesizliğimizdir Cassandra

istersen inanma

ince detaylar ise yalnızlığımız

bizi şaşı bırakan 

zaten, edip sloganlar üreticisi değilmiş gibi davranabilendir bilgili

“Belki de artık şans vermeli şansa” 

“gözleri açık olmak eşek şakası çünkü” gibi

inanmak nedir Cassandra? 

Sen inanma

çünkü mümkünmüş bu bulandırılmış sularda

el değmemiş altın nallar bulmak

üstelik el yordamıyla

duru okyanuslardan önce

ard arda, binlerce

öyledir işte Cassandra

çelişki ile beraber diyorlar

“öyledir işte”

aynı nehrin kenarında

etrafına bakınan şu adamlar 

simetrik iki çakıl görünce 

“İnanmak nedir” zaten soru olmadı hiç

cevabı bilinmeden önce

sakın, “bir şey bileceğimiz de yok” deme

kim bilir ki Cassandra

belki sadece bölünebilecek bir şey yoktur ortada

veya bilinecek bir şey yoktur bölümünde

“bilmek”, bir sayışmanın sonrasıdır çoğunda

bir çocuk oyunundan önce

Bir teselli olacaksa, benim de dostlarım var

kendileri, markalı cahilliğimin damgası

yamalı yalnızlığımın da garantisi oluyorlar

üstelikte beni cevaplıyorlar

ben bile daha kendimi anlamadan

bölünmüş benlerden fonogramlarım 

ve dedelerim var

siyah beyaz ideogramlarım

konuşuyorlar benimle duvardan

ama ben anlamam

çünkü insanlar çok mırıldanıyor Cassandra

kendinde susuyorlar konuşurken, belki biraz

biraz biraz ama her zaman

oysa küçük ceplerinde tarih taşıyan adamlar

tozlanmışken zamanın kör gözleri

mezarından kaldırıyorlarmış ölü sesleri

işte ben de hiç kimseye “inanın” demiyorum

çünkü hala birazcık hayret edebiliyorum

anlıyorsun beni, değil mi Cassandra?



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.