Mezarlıktan Gökyüzüne

Yazar: on 1 Haziran 2022

iki ölü, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz ölü

ama artık uyu, çünkü gözlerimiz daha açık

sadece, bahar ovanın yüzüne örtmüş duvağı

yeşil mercimek tarlalarında 

gelincik kırmızısı yaşmağı

hafif bir rüzgarla salına salına

zaten yağmur kokusunda çok güzel olur herkes

dört mevsim kefenli dağlara bakmayı kes 

on ölü, yüz ölü, bin ölü sana ne!

ölüyorlarsa, ölüyorlar

gecenin gözleri kapanalı çok oldu

ama saat daha uykuya çeyrek var

artık uyu, çünkü göğe bakınca

gözleri açık olmak dehşet bir şey

uyu, çünkü derinlik uykuda

ve tesadüf ölü, tevafuk ölü hatta ufuk ölü gece olunca

sadece gözleri parlayor caddelerde leşlerin

bu şehrin podyumları belki kalabalık ama ölü

tüm işaretler çıldırmış

yukarıdaki konağı, köşedeki binası ölü

sonsuz uzaklar ölü, hasret ölü

bir camekanlar parlak ama elektrik ölü

 bu şehirli ışıklar sivri

bu şehirli ışıklar sisli

bu şehirli ışıklar kirli

öldürüyor yıldızları

buyrun ablam! elmamız morghane, ölü

boşluğa doğru ilerleyelim lütfen!

sizden geldik, biz sonra size döneriz

aç-tok ölü, az-çok ölü, yay-ok ölü, var-yok ölü

 

mayıs ise dedem baksın

hafif ile başak salınsın 

zaten hava ölü, esin ölü, dedem ölü

filizler, taze öflenmiş ruhlar, doğurgan çığlık

gebe ölü, ebe ölü, bebe ölü

yollar asfalt oldu olalı, köy evleri de şehirli oldu

gündedün, sıvası eksik tuğlalar da kaldı

zaten biz korkuyorken tısıltılardan, korulukta

etrafta hep cıvıltılar vardı

ayakta ama uyanmıştı ağaçlar

gördüm, inekler otluyordu yaylakta

taş da vardı dağlarda, nehirlerde, toprakta

tepeler, vadiler, atom ve moleküller

ben olmayacağım, otlayacak davarlar o otlakta

davar ölü, otlak ölü, ot ölü

çiçek, böcek ve tüm hücreler

akşamı severim, çünkü hüznün gözleri ela olur o zaman

ama şu çapa yapan onikilik kızların 

tüm yüzünü kaplayan başörtünün boşluğundan bakan ela ölü

balonları patlamış elinde nasırların

güneş yanığı kollarında ölü

zaten ekmek ve ölüm esmerdir buralarda

ölüler bağırıyor yüzüme avaz avaz

kalkıyorsanız kalkın, sizden korkmuyorum 

bir, ürperip kıyama kalkan tüm tüyler

bir, uzaklardan gelen çağrı ile tir tir titrer

kalk, şafağın ötesinden geldi bu cesur bildiri

çünkü bir, iki gözümün nuru diri

Bir de unuttum zannettiniz ama ben asla unutmam Bir’i



“Mezarlıktan Gökyüzüne” için 7 Yorum yapılmış

  1. Hasan dedi ki:

    “akşamı severim, çünkü hüznün gözleri ela olur o zaman”
    Emeğine sağlık hocam

  2. Pir dedi ki:

    Ağzına yüreğine sağlık muhterem hocam. Ağızdan çıkan kulağa girer Kalpten çıkan kalbe girer. Yüreğinin dehlizlerinde haykırmiş kelimeler….

  3. Veysi söğüt dedi ki:

    Tebrikler sayın hocam…hayat denizinin dibine inip, ölü ruhları diriltebilecek İnciyi keşfetmek ancak özgür ve diri kalplerin sahiplerine aittir…diye inanıyorum.
    Maşallah barek Allah.
    Hayatın incisi namazdır. Bu inciye sahip olan ölümsüzdür. Vesselam.

  4. Ashab i habib dedi ki:

    Bir insan bu kadar mı ustaca hiçbir şey söylemez. Dağınık bir zihnin cilvesi belki, bilemedim…

  5. Zafer Hırslı dedi ki:

    Ölüm, hiç kimsenin inkâr edemeyeceği mutlak kader. ölüm yersiz oldu mu varlık anlamını kaybediyor. Kalemine sağlık üstat.

  6. Aycan dedi ki:

    “Bekliyor iki gözümün nuru, iki rekat namaz”

    Elinize yüreğinize sağlık hocam

  7. Nail dedi ki:

    ”bir ürperip kıyama kalkan tüm tüyler
    bir uzaklardan gelen çağrı ile tir tir titrer
    kalk, yeni şafağın ötesinden geldi cesur bildiri
    çünkü bir, iki gözümün nuru diri”

    Ağzınıza, yüreğinize ve kaleminize sağlık.

Zafer Hırslı için cevap yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.