Anneyi Düşlerken

Yazar: on 11 Haziran 2022

Sen hiç avazın çıktığı kadar sessizce anne diye bağırdın mı? Anne nefestir, Allah kimseyi nefessiz bırakmasın.

Şefkatin, merhametin ve sevginin abidesi, fedakârlık şırıngası, kutsal bir varlık olan sen, Annem, selam üzerine olsun. Nedense babaya daha çok akıl, sana da daha çok duygu verilmişti. Zira senin duyguya babadan daha fazla ihtiyacın vardı. Menfaatini, rahatını, kar-zarar hesaplarını yapmak üzere alacağın fazlaca akıl pek işine gelmezdi. Zira senin menfaatini düşünmek gibi bir tasan da yoktu. Evlatların uğruna rahatını terk etmeliydin. Yeri gelir aç kalır fakat yavrularını doyururdun. Bunun için sana duygu lazımdı. Yavruların senin sevgi deryanda yüzmeliydiler. Kanınla, sütünle onları beslemeliydin. Dokuz ay boyunca zahmet üstüne zahmet çekerek onları yüklenmeli, iki yıl boyunca kucağında ak sütünle doyurmalı, bütün istirahatinden feragat edip onları büyütmeliydin. Ölünceye kadar da onların rahatı için diken üstüne yatarcasına sağa sola kıvranır ve onlara gözün çevrili hasret ilintileriyle can verirdin. Evet, anne, senin sergüzeşti hayatın işte budur.

Peki, anne, acaba senin rahat edeceğin, “oh” çekeceğin gün/günler var mı? Ya da bu kadar cefanın bir bedeli var mıdır? Ahiret yurdunda karşılığının büyük bir ecir olduğunu şimdilik Allah’a bırakıyorum. Kanaatimce bu fani dünyada da yüzünün güleceği anlar şunlardır; yük ve yatalak olan çocuğun yürümeye başlarsa, her şeyi ağlamakla anlatmaya çalışan yavrun konuşmaya başlarsa, yetiştirdiğin evladın dünyada iyi bir nam bırakırsa, iyi bir eş bulup evlenirse, evlendikten sonra mutlu olursa, sağlıklı ve iman üzere torunlar verirse, ev sahibi, iş sahibi olursa, hastalanmazsa, hasta olunca hemencecik şifa bulursa, dara düşmezse, morali bozuk olmazsa, sevinçli ve huzurluysa, düşmanları yoksa… Ve bunlar… Sonu gelmeyen istek cümleleriydi annenin. Bu sevgiden öte bir aşktı. Annenin evlatlarına olan aşkıydı. Bitmezdi, bitmemeliydi.        

Hep düşledim. Tomurcuklanan güllerimin olgunlaşmasını bekledim.  Kıvama gelmesini istedim her şeyin. Mecnun’un Leyla’ya olan o beşeri aşkın, ilahi aşka tezahür etmesi gibi kutsi bir aşkın belirivermesini istedim. Ardından damla damla biriken sevgi ve aşk birikintilerine özlem cilvesinin de eklenmesini bekledim. Yazıyla birleşen düşlerimin arafındayken, sevgiye ve şefkate hasret gönüllerin ah-u zarlarını, canhıraş çığlıklarını işitiyorum leyl-u neharda. Sevginin, şefkatin ve dolayısıyla aşkın ne demek olduğunu öğreniyorum damla damla. Özlemin, hasretin apaçık olduğu kasvetli gurbet diyarlarında, anlamsızlığı yani annesizliği, kaynar su gibi yudumluyorum. Anne! Sana olan özlemimin sarhoşluğuyla sermest, efsuni kalemimi her zamankinden keskin görürken, düşüme düşüyorsun. Anne! Ayrılığın zemheri soğuklarında üşürken, unutulmuşluğun bana giydirdiği o kapkara libası bir an çıkarıverirken üzerimden ve “Unutmak ihanettir” sözüyle irkilirken yerimden, seni düşledim gözyaşları eşliğinde.

Hep düşledim. Nasıl yazacağım, nasıl dillendireceğim o biriciğimi? Aklaşmış saçları adedince çile çeken, gerektiğinde bütün duygusallığıyla merhamet ve şefkat kanatlarını bir kilim gibi önümüze seren, uyuturken ninnileri o munis sesiyle, bizi sermest eden, uzun kış gecelerinde soğuk yataklarımızı destansı ve her biri anlam dolu olan kıssalarla ısıtan, bütün yaramazlıklarımıza rağmen bizi bağrına basan canım annem.

Firak düşündürdü belki anne bunu ve bunları. Çektiğin ıstırap dolu hayatı bir bir yeniden yorumlamayı da… Düşündürdü bana. Neyi mi? Gıcırdayan o ahşaptan yapma beşiğin içinden bir fidan gibi ardı sıra büyüttüğün yavrularını ilim yoluna gönderirken, hasretin oradaki tecellisiyle, o nemli kirpiklerinin yüzümüzü nasıl da okşadığını, bir bin tembihle bizleri yolcu ederken daha o anda döneceğimiz günün hesabını, bir askerin şafak saydığı gibi nasıl da dakik bir şekilde saydığını düşündüm.

Hep düşledim bilir misin anne? Araflarda, yalnız, ıssız ve kuytu köşelerde, nurdan, şefkatten ve merhametten yoksun karanlık dehlizlerde ve huzursuzların huzurlarını kaçırdığın için seni eşya misali bırakacakları huzurdan yoksun huzur evlerinde düşünmek istemediğimi,  tam aksine seni, keşmekeş hayatın en anlamlı lahzalarında, ruhumun paklığını koruduğu mukaddes yerlerde, belki bir bakirenin masumluğunda, bir askerin son şafağındaki sevincinde, bir mahkûmun tahliye anındaki yaşama olan heyecan ve hevesinde ve kupkuru bir çölde İsmailî zemzemde görmek istediğimi düşündüm. 

Dayo! Ruhumun bam teline dokunmuş gibi,  kalbimin de nağmelerini size aktarması için hınca hınç dolu olduğu bu anda kendimi sözcüklerin kucağına atmış bulurken daha dillendiremediğim, kursağımda kalıp yutkunduğum nice elzem düşlerim için ne kadar üzüldüğümü belirtmek isterim. Dayo! Seni yâd etmek için en güzel şekilde, divan edebiyatındaki şairleri ne de çok kıskandığımı, bir yanımın Fuzuli, Baki, Nabi öbür yanımınsa Cezeri ve Xane olmasını… O zaman en güzel gazel, kaside ve helbestleri senin adına seve seve okuyacağımı bilmeni isterim.

Hep düşledim; saygımı sana karşı nasıl ifade edeceğimi, gurur yapan benlik putumun boynunu nasıl vurabileceğimi, alasım varken sevdiğim en güzel bir hediyeyi yârime, “ana gibi yar olmaz” sözüyle irkilip irkilemeyeceğimi… Hep ama hep düşledim. Düşünmemem gerekeni de bazen düşündüm. Annesizlik ve yapayalnızlığı… Yetimlik ve biçareliği… Sabahı olmayan bir gece gibi geldi bana, yürüyen bir cansız gibi gördüm kendimi, tam’lar hep eksik, renklerin topu kara ve ışıldayan yıldızlar ise o an sönük göründü.         

Tarih 20 Kasım Cuma, Sabahın seher vaktiydi. Eksildik. Büyükçe bir parçamızı toprağın sahibine geri veriyorduk. Geceydi, her taraf kapkaranlık… Gecenin aydınlığı şöyle dursun gökte yıldız kalmamıştı. Sabah olmayacaktı artık ve annem gelmeyecekti. Gelmiyordu. Belki de gelmek istemiyordu. Belki de gelmesi istenmiyordu. Güneş doğmak istemiyordu o gün. Her şey bütün ihtişamıyla yere eğilmişti. Canım annem sonsuzluğa gitmişti. Ruhu beden zindanından çıkmıştı. Hastalıklardan, dünyevi acılardan ve ruhu balyozlayan nice isimsiz ıstıraptan artık halas olmuştu. Kendisinin ifadesiyle, mezarımın başına geldiğinizde, bütün acılardan ve hastalıklardan kurtulduğumu söyleyeceğim size demişti ve öyle de olmuştu. Selam senin üzerine olsun canım annem.        

Sen alıp başını gittin aramızdan Dayo. Ölümün hayata anlam kattığı bu fani diyardan seni rahmet-i rahmana yolcu etmiştik. Giderken kırmızı kaplı Kuran’ını alıp gitmiştin. On yedi doğumun sancısını çekerken dilinden hiç eksiltmediğin salavatlarını alıp gitmiştin. Secde secde sana şahitlik edecek alın izli seccadeni alıp gitmiştin. Yıllarca bu dünyada sana acı katan fakat Rabbimin izniyle seni taksiratlarından arındıran sayısız hastalıkları da alıp götürmüştün her biri birer şahit olarak. Şehadet parmağındaki yüzüğün dışında üzerinde konuşacağımız, derdine düşeceğimiz hiçbir dünyalık da bırakmadan gitmiştin.

Canım anam!

Aklaşmış saçların adedince çile çektiğini kim unutabilir? Bir işçi gibi bağ-bahçe ve tarlada çalıştığını, on yedi doğumun çilesi yetmezmiş gibi bir çoban misali onlarca hayvana baktığını, onlara yem ve su verdiğini ve onları sağdığını kim unutabilir? Gayretkeş babamın kolunda Beyto, Cewsek ve Palakoza yokuşlarında çalıştığını, bununla birlikte bir ev kadını gibi yuvana sahip çıktığını, başımıza kötü bir durum gelmesin diye ayaklarımızı merdivenlere bağlayarak ev işlerini yaptığını hangimiz unutabilir? Evet, anneciğim bütün bunları benim için, bizim için yaptın. Senin için ne yapsak bile bize yaptıklarına karşı kifayetsiz kalır. Ne kadar seni yâd etsek, ne kadar seni yazsak eksik kalır.

Canım anam! Havva’nın Âdem (as)’la buluştuğu güne, Hacer’in İsmail (as)’la kaldığı susuz ve çorak vadiye, Aziz elçilerin Zekeriya (as)’a evlat müjdesini getirdikleri vakit hanımının sevincine, Hamile kalan Meryem (as)’ın Ölüm dileklerine ve Amine’nin Hz. Muhammed (sav)’i dünyaya getirdiği geceye yemin olsun ki seni unutmayacağız. Seni hep hatırlayacağız. Ne zaman ellerimizi kaldırsak duamızda sana özel bir yer ayıracağız.

Benim yumuşak ahlaklı, yufka yürekli, gözü yaşlı, garip ve tertemiz fıtratlı anam! Bu dünyada görevini layıkıyla yaptın ve tamamladın. Son iki evladının da mürüvvetini gördün. Nice evlatlar doğurdun yetiştirdin. Nice zorluklar ve haksızlıklar gördün, sabrettin. Envai çeşit hastalıklar tattın fakat şekva etmedin, şükrettin. Öbür dünyada yerin cennet olsun. Mükâfatın gani olsun. Ahirette Meryem’in, Fatıma’nın, Hacer’in ve Zeyneb’in yakınında olasın. Gözün arkada kalmasın yetiştirdiğin kızların ve erkeklerin hayatta oldukları sürece amel defterinde hayırların yazılmaya devam edecektir. Harf harf, ayet ayet kendilerine kuran öğrettiğin suxtiklerin (öğrencilerin) sana şefaat edecektir.

Allah sana rahmet eylesin Dayo.

Habip MEÇİN

11.06.2022



“Anneyi Düşlerken” için 30 Yorum yapılmış

  1. Erkan KADGA dedi ki:

    Küçük bir itiraf ile beraber diyorum ki, özellikle üçüncü kıtadan sonra yazı aktı. aktı aktı, yavaş yavaş tüm benliğimde hissetmeye başladım. Üçüncü kıta ile beraber duygularım önce nemlendi sonra yavaş yavaş akmaya başladı. Tebrik ediyorum geride bıraktığı için, anneni…

    • Cemal Çeber dedi ki:

      Habib hocam içimizden geçipte dillendiremediklerimizi dile geçirmişsin. Doğu ve Gunydoğudaki kürt analarının çektiği acıyı izdiriabi annen üzerinden çok güzel örneklerle ifade etmişsin.Allah annenize ve ahirete intikal etmiş bütün cefakar ve fedakar annelere rahmet etsin. Dilinize ve yüreğinize sağlık Allaha emanet olunuz..

      • Ayşe Meryem dedi ki:

        Annelik , karşılıksız sevgi, karşılıksız merhamet ve fedakârlık demek. Ne olursa olsun ne yaparsan yap seni düşünen ve seven şefkatli bir yürek demek… Özellikle annelerin yavrularını ilim yoluna gönderirken veya farklı bir sebeple bir yere gönderirken yaşanılan ayrilik duygusunu çok güzel ifade etmissiniz. Gönlünüze sağlık hocam, Hem sizin hem tüm vefat etmiş annelere rahmet olsun…

  2. Pir dedi ki:

    O mübarek Annenize Rabbim rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.

    Dünyadaki meleğimiz
    Rahminde büyüdüğümüz
    Annemiz…

    Yazınız yoğun bir duygu ve samimiyet ile dolu. Yüreğine sağlık değerli hocam

  3. Abidin Gökhan dedi ki:

    Habip hocam bu kadar doğal ve içten bir şekilde,koca yürekli anneleri en güzel şekilde sözcüklerle resmetmişsin.. tebrikler

  4. ismail amedi dedi ki:

    Elinize emeğinize sağlık
    konu anne olunca taş da dizsen inci de dizsen ortaya güzellik çıkıyor….

  5. Ashab-i habib dedi ki:

    Habib abi anneye duyulan özlem ve sevgi gerçekten çok başka. Öyle zannediyorum ki duygularınızın belki de çok azını ifade edebildiniz ama yine de ifade ve uslubunuzun çok içten ve samimi oldugunu söylemeye gerek yok. Anneler mevzubahis olunca heleki bizim coğrafyamızdaki anneler mevzubahis ise aklıma mevlananın şu sözü gelir; ilahi rahmet, keskin bir zekadan ziyade kırık bir kalbe daha yakındır… Allah annenizi ve annelerimizi iki cihanda da merhametiyle kuşatsın. Wesselam…

  6. Abd-i Aciz dedi ki:

    Evet kıymetli hocam 25 yıldır anne hasretini iliklerine kadar hissetmiş, çok küçük olmamama rağmen yanımda birinin anne demesi beni mahzun etmiş bir kardeşin olarak gerçekten duygu yüklü güzel bir yazı olduğunu söylemek isterim. Yüreğine kalemine sağlık. Yazdıkların Bediüzzaman Said Nursinin şu vecizesini aklıma getird:i
    Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zâtlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki; en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum vâlidemden aldığım telkinat ve manevî derslerdir ki; o dersler fıtratımda, âdeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini, aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma, merhum vâlidemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.

    (Hanımlar Rehberi 8.sh – Risale-i Nur)

  7. Demir Demir dedi ki:

    Habib hocam elinize sağlık aslında anne nin şahsında bütün anneleri en güzel şekilde dile getirmesin Rabbim hepimizi cenneti ala da annelerimizle beraber kılsın. Anneler böyledir işte onlar yanımızda yaşlandığında ne zaman kurtuluruz derken onlar benim evladım ne zaman büyüyecek adam olacak diye bize kucak açıyor işte aradaki niyetin farkı onun için her zaman diyorum bütün anneler bu şefkat ve merhametlerinden dolayı cennetliktir.

    • Zehra Muhsine Meçin dedi ki:

      İyiliklerini başa kakmaz , güzelliklerini sergilemezdi. Bu yüzden en güzel cümlelerle yad edilmeyi hak ediyorsun Dayo! Ne güzel , ne kalbi bir yazı olmuş. Kalemine, yüreğine sağlık. Kalbi Selamlar Amcam ?

  8. Arife dedi ki:

    Okurken duygulandım, kaleminize sağlık. Belki bir bebeğin, belki bir çocuğun, belki de bu gün bir yetişkinin hücrelerinde gezinen ama kalemle ifade edilememiş sözler. Teşekkür ederiz. Bu gün annem benimle, hamd olsun. Hala tabağında ne varsa benim tabağına aktarma çabasında. Hamd olsun.

  9. Sakızcı dedi ki:

    Allah gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaallah hepimizin DAYO suydu emeğine yüreğine sağlık çok duygulandım 20 kasımı tekrar yaşadım ?

  10. Yazar dedi ki:

    Habib Hocam , yazınızı bir solukta okudum. Ne kadar samimi ne kadar içten dile getirmişsiniz o güzelim anne özlemini. Yorumları okudum. Baktım ki benimle aynı hissi yaşayan çok insan varmış. Tüm vefat etmiş annelerimize Allah rahmet eylesin. Anneniz arkasında dua edecek evletlar bırakmış ne mutlu size ve ne mutlu o güzel anneye. Saygılarımı sunuyorum.

  11. Mehmet Ali dedi ki:

    Habip hocam emeğinize sağlık , birçok şey gibi kutsallarimiz arasında olan anne ,yani canimizin öteki yarısı bu kadar öz ve temiz anlatılabilir. Okudukça annemin profili gözümün önüne geldi, duygulandım. Ve boyle kutsal bir varlığın kültürlerimiz arasındaki farklılıklara rağmen aynı değerleri taşıması kutsallığının ölçütünü ortaya koymaya yetiyor. Kaleminizin hep böyle kuvvetli olması dileğiyle. Saygılarımı sunarım.

  12. Gamze dedi ki:

    Habip hocam emeğinize sağlık. Yazınızı okurken epey duygulandım. Rabbim annelerimizi hem bu dünyada hem de öbür dünyada korusun inşallah.

  13. Hakkarili dedi ki:

    Yüreğinize sağlık hcm…
    Edebi ve güzel olmuş… Cennet Annelerin ayağı Altındadır hadisini hatırlattı bana…

  14. Adem dedi ki:

    22 yıldır, yılda bir kaç defa annemi görmekle beraber
    Genelde canım annemden hep ayrı kaldım….her gün olmasada en fazla 3 gün arayla mutlaka ararım telefonu na ulasamassam evde herkesi arar mutlaka sesini duyarım…anne dışın da bu şekilde düşkün olunan bir kişi yok insanin…
    Değerli dostum yazını okuyunca hayli duygulandım….yazı duygusal ve siirimsi bir edayla….âdeta insani bir daha annesine karşı bağımlı kılıyor…rabbim iman ehli annelerimizi cennetle müşerref kılsın…
    Kalemine bereket yüreğine sağlık selamet….
    Devamını bekliyoruz…..

  15. Amecit dedi ki:

    Yüreğinize sağlık hocam, Rabbim tüm annelerimize rahmeti ile muamele etsin inşallah.
    İnşallah bu yoğun duygu yüklü düşüncelerinizi kağıda geçirerek az da olsa gönlünüze bir serinlik gelmiştir. Rabbim sizi ve bizleri o fedakar annelerimize layıkıyla hayırlı evlatlar eylesin .

  16. Melek dedi ki:

    Emeğine sağlık hocam. Konu anne olunca kaptırıp gittim kendimi okurken. Okurken duygulanmamak mümkün değil. Devamını bekliyoruz hocam ?

  17. Rahmi dedi ki:

    İçtenlikle yazılmış bir yazı Annelerin yaşadıklarına ve çektiklerine tercüman olmuşsun. yüreğine sağlık değerli Hocam.. İman ehli Annelerden Rabbim razı olsun.

  18. Mehmet Emin dedi ki:

    Sözler çok içten gerçekten tebrik ediyorum çünkü bu yazı yürekten yazordu belliki . ..

  19. Zafer dedi ki:

    Hiçbir kelime en güzel duyguları anlatacak cesareti bulamaz. Lakin bir şeyler söylemeden de olmaz çünkü içimiz doldukça dolar. Ve hiss bir bulut gibi yoğunlaşıp damlamaya çalışır hasretin sevginin özüne…. Eline sağlık kardeşim. Masallah.
    Rabbim annene ve tüm sevdiklermize rahmet eylesin.

  20. Sima ÇİÇEK dedi ki:

    Habip hocam saygı ve büyük sevgi ile size tebrik ederim bir anne olarak söyleyeceğim tek kelime ile muhteşem…..
    O kadar duygulandım ki gözyaşlarıma hakim olamadım ve inanın ki anneniz yetiştirdiği böyle bir evlat İçin ruhu şad olmuştur şimdiye kadar düşünüyordum anne sevgisi anlatılmaz ama itiraf edeyim hocam hakkını vermişsiniz tekrar tebrikler ve başarlar ….
    Yüreğinize emeğinize sağlık…kıymetli hocam

  21. Hasan arkan dedi ki:

    Değerli hocam emeğinize güzel yüreğinize sağlık. Çilekeş ve vefakar annemizi yakinen tanıyan biri olarak çok güzel ifade etmişsiniz tabi yeryüzünün en kutsal ve değerli varlıkları olan annelerimizi bir iki sayfaya sığdırmak elbette mümkün değildir. Anne; aile içerisinde bir sıkıntı olduğunda çocuğunun yada eşinin herhangi bir rahatsızlığı olduğunda tıpkı bir paratonerin elektrik yüklerini içine aldığı gibi sıkıntılar aile fertlerine sirayet etmesin diye bütün acıları sirtlanir ve sineye çeker. Sizi ve sizin kadar değerli abi/kardeslwrinizi yetiştiren annenizden Allah razı olsun. Değerli annemizin üzerimde hakkı fazlasıyla var. Yüce Rabbım mekanını cennet eylesin makamı âli olsun inşallah.

  22. Hüseyin ÖZDOĞAN dedi ki:

    Hocam candan içerü canı ifade etmişsiniz. Zor ama canımızdan can olan söylerken dahi gönlümüzün mutlu olduğu ağzımızın tatlandığı anadan bahs etmişsiniz. Ana deyince zaman ve mekanın durduğu gönlün sürurla dolduğu değil dünya ahirette de kendinden önce yavrusunun düşünen, vefatta definden sonra telkinde dahi anamızın adıyla rahmet umduğumuz ifade etmede aciz kaldığımız mübarek insan…. Mükafatını söylemeye, hayal etmeye aciz kaldığımız Rabbim en güzel şekilde ikramlarını ihsan eylesin

    Anam
    Anamız
    Analarımız

    Hocam ellerinize sağlık teşekkürler.

  23. Hazin dedi ki:

    Günümüz evlatlarının ebeveynlerine karşı hoyratça davranmalarına, kıymet bilmemelerine, of’ların çok ötesinde çemkirmelerine, “bizim için ne yaptın ki?” gibi cümlelerle ettikleri nankörlüklerine karşıt olarak;
    yazdıklarınız, Habib hocam, insana “meğer neler neler çekmiş garip anam” dedirtiyor. Allah bizleri kadir-kıymet bilenlerden eylesin, nankörlerden eylemesin inşallah. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin annenize, annelerimize… Yüreğinize sağlık.

  24. Şemsettin BULGAN dedi ki:

    Sa duygularınızı güzel ifade etmişsiniz.Yazarimiz duygu dünyasını yaziya aktarmada başarılı. Yazıda yapılan yeminin güzel olmadığını yapılacak kasemin Allah’ın adıyla yapılması daha uygun olur. Başarılı bir yazı olmuş. Tebrik ediyorum.

  25. Fırat ekilmiş dedi ki:

    Maşallah Habip hocam bukadar duygu yüklü kalbinjn böyle yazıya dökmek her insana nasip olmuyor
    Maşallah fazlasıyla duygulandım bence her evlat bunu okumalı okuddukca annesinin değerini daha çok bilecektir emin olki bende bir etkisi bırakmıştır Allah kalbini korusun kalemine zeval vermesin aminn

  26. Hüseyin Mazlum dedi ki:

    Canım arkadaşım
    Bir anne bu kadar mı güzel anlatılır. Yüreğine sağlık.
    Rabbim mekanını Cennet eylesin. Ona sevdiklerine ve
    geride bıraktığı güzel canlara sayısız güzellikler lutfetsin.
    Saygılar selamlar sevgiler

  27. simge dedi ki:

    Habip hocam,
    Rabb’im anneciğinize rahmet eylesin, siz sevenlerine de metanet ve sabır versin.
    Kaleme aldığınız bu güzide yazı oldukça duygu yüklü olmakla beraber annesinin sevgisinden ve merhametinden mahrum bırakılmış yavrulara hitab etmemekte. Annenin yavrusunu koşulsuz sevmesi beklenirken anne nefretiyle büyüyen, bizzat annesi tarafından kötülüklere maruz kalmış ve yine anne tarafı karanlık ve eksik çocuklar için de sizden bir yazı bekliyorum. Saygılarımla…

Zehra Muhsine Meçin için cevap yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.