İçimize İşlemiş Virüs: Taklit
Yazar: Konuk Yazar on 15 Haziran 2022
Yunus ERİK
Taklit, bazen bilerek bazen bilmeyerek yaptığımız başkası olma davranışıdır. Öyle ki bizi, bize düşüren ve isyana kadar götürecek bu davranış maalesef şu anda toplumumuzun her alanına bir virüs edasıyla sirayet etmiştir.
Taklit bazı yerlerde iyi etki bıraksa da genel olarak toplumumuza zarar veren bir davranıştır. Bireyin kişisel gelişimi için faydalı olduğunu düşünen kesimler olsa da zamanla kişiye kimlik kaybı yaşatan bu davranış günümüzün en yaygın virüslerinin başında gelmektedir. Bu davranışın ana sebepleri popüler olma isteği taklit edilen kişinin üstün görülmesidir. Ve hakeza sosyal medyanın toz pembe dünyası da insanı bu davranışı göstermeye iter. Şu anda sizin de bu yazıyı okurken şu soruyu sorduğunuzu duyar gibiyim: Taklit etme bir psikolojik rahatsızlık mıdır? Taklit, kendini yetersiz ve küçük görmekten kaynaklanır. Onun için hastalıktan ziyade bir takıntı olduğunu savunmak daha doğru olur. Fakat bu takıntı özelikle son 2-3 asırdır o kadar tehlikeli bir hal aldı ki toplumu tamamen kutuplaştırdı. Ve toplumun gerçek kimliğini yitirmesine sebep olur. Özellikle Osmanlı’nın Batı hayranlığıyla başlayan bu süreç yetişen genç nesilleri batıyı taklit etmeye ve kendi özünü unutmaya itmiştir.
Peki, üç asırdır şah damarımıza kadar giren bu virüsten kurtulmanın yolları nelerdir? Tabii ki öncelikle kendine güven duygusu. Çünkü gerek Osmanlı gerekse de günümüz düzeninde söz konusu batıyla olan bir kıyasta bizi hep bir ikilem sarmıştır, Hep karşımızda yıkıp geçemediğimiz bir “Berlin Duvarı” belirmiştir. İkinci olarak özüne dönmek unutulmamalıdır. İslam medeniyeti gerek ilmi gerek de teknolojik olarak hep üstündü, taa ki elimizdeki kitabı batıya kaptırıncaya kadar. Bir sonraki yöntem istikrar; gücün ve zaferin olduğu yerde istikrar ve inat vardır, bunlar olmazsa olmamızdır. Bu saydığımız maddeler çerçevesinde yapılan çalışmalar yok dersek haksızlık etmiş oluruz. Ama daha iyi çalışmalarla ve yeni gelen jenerasyona vereceğimiz umut ve güvenle bu sorunun üstesinden gelebiliriz. Ve Unutmamalıyız ki bir medeniyeti yıkan en önemli duygu kimliksizlik duygusudur. Biz de şu anda aramakta olduğumuz kimliğimizi bulmak adına içimize giren bu virüsü anlatmaya çalıştık.
Yunus ERİK
Yorum Yazın
Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.