Yeni Dünya Sömürüsü: Marka

Yazar: on 11 Temmuz 2022

Sömürgecilik; bir devletin, kendi topraklarının dışına çıkarak, başka milletlerin yer altı ve yer üstü zenginliklerini talan etmesi ve bu zenginlikleri kendi menfaatine kullanmasıdır. Sömürge devletler, sömürgelerden elde ettikleriyle zenginleşirken, sömürülen ülkeler ise açlık ve yoksulluk ile karşı karşıya kalmaktadır. Sömürgeciler genellikle sömürdükleri bölgelerin kaynaklarına, iş gücüne, pazarlarına el koyar ve aynı zamanda sömürgeleri altındaki halkın sosyo-kültürel, dinî değerlerine baskı uygularlar. 

Sömürgecilik terimi aynı zamanda bu sistemi meşrulaştırmak için kullanılan bir dizi inanca da işaret etmektedir, keza sömürgeciler kendilerinin sömürdükleri insanlardan daha üstün olduklarına, sömürülen insanları da daha aşağı tabakada olduğuna inanırlar. Sömürdükleri insanları Üçüncü Dünya denilen gelişmemiş toplumlardan seçerler. Dünya bu sömürgecileri, gelişmemiş toplumları refaha kavuşturmak ve gelişmelerinde katkıda bulunmak amacıyla baskı altında tuttukları şeklinde algılar veya algılanması sağlanır. Bir bakıma iyimserlik havası estirilir.

Modern anlamda sömürgecilik; Amerika’nın keşfi!  ve yerli halkın katledilmesi ile Avrupa’dan beyaz insanın burayı istila etmesi, Afrika’nın işgali ile Hindistan ve Uzak Doğunun işgal edilmesi ile başlandığı söylenebilir. Ancak klasik sömürgecilik hem çok masraflı hem de sömürgelerdeki isyanlar sonucu çok fazla can kaybına neden olmaktaydı.

Günümüzde insanları sömürmenin çok kolay ve pratik bir yolu bulunmuştur. Bu yolla artık büyük ordular oluşturmaya, yıllarca yol yürümeye gerek kalmamıştır. Hele ki; sömürgecilerin, savaş ve iç isyanlar sonucu binlerce insanını feda etmelerine de ihtiyaç kalmamıştır. Keza ‘sömürgeci’ damgasını da artık yemiyorlardır. Bahsettiğimiz yol, Markalaşmadır. Dünyada bilinen binlerce marka; Afrika, Ortadoğu, Hindistan, Çin gibi ülkelerde milyonlarca insanı karın tokluğuna çalıştırmaktadır. Bu fakir ülkelerde kurulan fabrikalarda çalışan insanlar ürettikleri bir parça ürünü satın alabilmek için bir aylık maaşlarını harcamalıdır. O kadar kötü koşullarda üretim yapılmaktadır ki, markanın kendisi, bu atölyelere kendi logolarını asmamaktadır. Yazar Naomi Klein bu durumu ‘No Logo’ olarak değerlendirmiştir ve ünlü eserinin ismi olarak tercih etmiştir.

Artık her sokak başında gördüğümüz yabancı markalar sadece marka değil, aynı zamanda birikimlerimizi yurtdışına çıkaran birer aktördürler. Milyarlarca dolar harcayarak oluşturulan markalar ağı ile yerel üreticiler baş edememektedir. Böylece işsizliğin oluşmasına da sebep olmaktadırlar. Peki işsiz kalan insanlar nerede çalışacak, tabi ki uluslararası markaların atölyelerinde.



“Yeni Dünya Sömürüsü: Marka” için 2 Yorum yapılmış

  1. Pir dedi ki:

    Kalemine yüreğine sağlık muhterem hocam

  2. Fikret GENLİ dedi ki:

    Yazının beni etkileyen en hüzünlü cümlesi;”O kadar kötü koşullarda üretim yapılmaktadır ki, markanın kendisi, bu atölyelere kendi logolarını asmamaktadır.” satırlarıdır. Çok üzücü… İki yönden baktım bu satırları okuyunca, “Marka Kurbanları”; Hem markaya takılıp kendini kaptıranlar, hem de marka ürün üretip ömrü boyunca marka giyemeyenler…
    Kaleminize kuvvet…

Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.