Dost

Yazar: on 4 Ağustos 2022

Elif Nur TAYMUR

Nasıl dost edinebiliriz ve dost nedir? Derdini dilediğin gibi anlatabileceğin, sevincini rahatça paylaşabileceğin, yanındayken sanki tek başınaymışsın gibi kendini rahat hissettiğin kişi “dosttur”. Dilinden çok iyi anladığın kişi “dosttur”. Her zaman, ne olursa olsun, iyi ve kötü her türlü şartta, yanında bulunan kişi “dosttur”. Samimiyet, vefa, güven, sevgi vs gibi değerler ne kadar güçlüyse dostluk bağları da o kadar kuvvetleri olur.


Peki dostun yerini aile alabilir mi? Hayır elbette. Dost ne kadar kıymetli olursa olsun ailenin yerini alamaz. Aile, bireyin dış dünyayla olan ilk bağlarını oluşturur. Gözümüzü hayata ilk açtığımızda karşımızda olan ailemizdir. Belli bir yaşa ulaşana kadar da ailemizle birlikte oluruz. Arkadaşlıklar daha sonra gelişir, dostluk çok daha sonra. Çünkü dostluk kolay edinilmez, kolay da edinilmemesi gerekir.


Üzüntü, sıkıntı, sevinç, heyecan, hayat tarzı, sırlar kısaca her şeyimizi paylaştığımız kişi dosttur. Bu sebeple önem ve dikkatle seçim yapmalı ve analiz etmeliyiz.


Dost kazanmada başlıca önemli unsur güvendir. Güvenin de sağlanması saygıyla olur. Zaten insan olmanın temeli saygıdır. Her canlıya, her değere saygılı olmak gerekir. Saygı beraberinde bir çok güzel değer yargılarını getirir. Mesela az önce dediğim gibi “güven”. Güven duygusu kişide büyük bir rahatlamaya sebep olur.


Güvenin temelinde ise dürüstlüğe inanmak vardır. Saygı ve dürüstlük güven duygusunu oluşturur. Güven de savunma ihtiyacını azaltır ve bu sayede kişi dostuna tüm duygularını rahatlıkla anlatabilir.


Gelelim dostluğun nasıl kazanılması gerektiğine. Teknoloji çağında yaşadığımız için ilişkilerin ve arkadaşlıkların çoğunluğu sosyal medya yoluyla oluyor artık. Elbette iyi gözlem ve çıkarımlarda bu iyi bir şekilde kullanılabilecek bir yöntem ama bana göre tuşlar çokta sağlıklı bir yöntem değil.
Kuvvetli bağların oluşması ekranla değil yüz yüze olur. Burada ses, görüntü, mimik, enerji çok önemli olduğundan yüzyüze iletişim her zaman sanal ortamdan daha önde gelir.


Bir diğer önemli hususlar da davranışlardan etki ve tepkilerdir. Karşınızdaki sizin duygularınızı görmezden gelerek adeta bir monolog halinde konuşuyorsa o iletişim sağlıklı olmaz. Sıkıntılarınızı dinlerken sıkılıyorsa, sizinle ilgili konulardan sürekli kendinden bahsediyorsa, sizin için çok önemli olan durumları dikkate almıyorsa, size en ufak bir teşekkürü çok görüyorsa ve siz ona verdiğiniz değerin karşılığını alamıyorsanız bu kişi arkadaşınız olamaz olmamalıdır.


Arkadaşım diyebileceğiniz kişi en az sizinle sizin onunla ilgilendiğiniz kadar ilgilenmeli, derdinizle dertlenmeli, sevincinizle mutlu olmalı heyecanınızı paylaşmaldır.


Ama bu nokta da şuna da dikkat edilmesi lazım. Evet arkadaşınız sizin ve sizin hayatınızla ilgilenmeli ama bunun bir de sınırı olmak zorunda. Sizin kişisel hayat alanınıza ancak sizin izin verdiğiniz ölçüde müdahele edebilir. Her dakikanızı kontrol etmeye çalışan, tüm kararlarınıza müdahale eden, sizi sıkan bir iletişim size eziyet gibi gelir. Bu durumda aradaki o dengeyi iyi ayarlamalı ve dostluğu sadece dostluk olarak görmelisiniz. Aksi olursa iki taraf için de yıpratıcı olur.


Bu dengenin nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir kaç noktaya değinebiliriz.


Dost diyeceğiniz insan, hayatta size faydalı bir şeyler katmalı sizi yukarı çekmelidir. Ama bu demek değildir ki o kişinin illaki de okumuş olması yahut iyi bir meslek sahibi olması gerekiyor. Aksine bu gibi durumlar ölçü alınamaz. İyi kötü her yönüyle size örnek olabilecek bir kişiden bahsediyorum. Bu kişi, sizin eksik yönlerinizi kapatan düştüğünde sizi kaldıran her zaman size destek olacak olan biridir. Böyle bir dost bulduğumuz da onu bırakmamalı kıymetini bilmeliyiz.


O kişiyi bulduğunuz da zaten bunu anlarsınız.
Tabi ama burada önemli olan bunun farkında olduğunuzu dostunuza söylemenizdir.

Elif Nur TAYMUR



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.