Öz / Platon’un Mağara Alegorisi

Yazar: on 28 Ağustos 2022

‘Bir mağara düşün dostum.’ Kimliğin olmadığı, ferdin bedensel varoluşunun dahi zedelendiği bir mağara. Görüngüsel olayların dahi hissedilişindeki yıkımın mağarası.

Mutlak tasavvurunun olmadığı, karanlığın hâkim olduğu bir yer altı taşlığında, elleri kelepçeli, bedeni ve zihni aydınlığa dönük esirler mevcuttur. Esirlerin oraya doğanın bir tezahürü olarak mı yoksa bir varlık tarafından mı bu nizama koyulduğu meçhuldür. Ancak varolan onların kimliksiz, varlığından bir haber, yansımadan başka bir bilgi, bilinç, öz bilince sahip olmamasıdır.

Esirlerden birinin aydınlığın dokunuşuyla esaretin zincirinden kurtulması ve mağaranın dışına ilk adımını atmasıyla süreç başlar.
‘Kafes’inden ayrılmasıyla beraber bir ölü görür.

  • Bu nedir?
  • Bu insanın kaderidir.
  • Yani benim de mi?
  • Evet.
  • Ölüm nedir?
  • Varolan her benliğin kopuş halidir.
  • Koptuğu nedir?
  • Haz.
  • Haz nedir?
  • Görme yetisinin yüceliğe kapalı olmasıdır.
  • Yücelik nedir?
  • Bilgeliğin aydınlığında raks olmaktır.
    Hava karanlığa yüz tutunca ay’ı görür.
  • Bu nedir?
  • Bu karanlığa ışık saçan bir nurdur.
  • Nur nedir?
  • Görünen ve görünmeyendir. Göğün ve yerin yansımasıdır.
  • Nasıl görünür?
  • Bakanların göz ufku o yüceliğin altında kalır.
  • Bana bu lafzı öğret.
  • Hakikat lafızlara kapalıdır.

Aydınlığın ilk adımı olan ‘acı’ ondaki ilk belirtidir. Gözleri ışığa, aklı o güne kadar ki tasavvurunun sadece bir hayal olduğuna alışamamıştır. Ancak aydınlığın en belirgin özelliği zihinde yeni ışıklar ortaya çıkarmasıdır. Büyük bir heyecanla mağaraya dönüp dostlarını hiçlik prangalarından azade etmek ister. Mağaraya geri dönüp ilk adımını atmasıyla farkına varır ki artık karanlık katlanabilecek bir yer değildir. Dostlarına hakikati söylemesi ne gibi bir karşılık görecektir? Ağzını açar açmaz alay ederler ve “Sen dışarıda gözlerini kaybetmişsin, arkadaş. Saçmalıyorsun. Biz yerimizden çok memnunuz. Bizi dışarı çıkmaya zorlayacakların vay haline..” derler.
Yücelik vasfını reddedişin bedeli, esaret ile yoldaş olmaktır.

Aydınlığın ruha kattığı yüceliği körlük ile itham edenlerin görme yetileri gölgelerden ibarettir. Hakikati gölgelerle tanımlarlar. Tanımlanan gölgeler onlar için birer vazgeçilmezdir. Sıkı sıkıya sarıldıkları her olgu, yüceliği tutsak eder.
Bu tutsaklık varlığın süregelen her döneminde zincirleme bir hâl almıştır. Her birey dünyaya gözünü açtığı andan itibaren prangalarını kendisinin bir bütünü, elbisesi, mahremi görür. Onun mahremine(!) uzanacak eli yok sayar, imha etmek ister. Çünkü bulundukları hâl, Kıbtîlerin Firavun rejimine bakışı gibi aşılmaz bir tanrısal boyuttur. Öz benliğini ortadan kaldıran bir tanrı tasavvuru.. Firavun’a “Ben sizin tanrınız değil miyim?” özgüvenini veren, tutsağın esaretini yücelik saymasıdır. Varlığı esaret ile bütünleşmiş, o güne kadar ki yücelik vasıflarından habersizdir. Özgürlüğünü, yaşamını, sevgisini ve merhametini sadece gölgeler belirler.

Meseller âlemine yükselen ruhun canlılığı ise tutsağın nefes almasından farklıdır. Onun göğsü sırlar kabristanıdır.

Rûmî’nin deyişiyle;
Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nîst
Lîk çeşm u gûş râ an nûr nîst
“Benim esrarım feryadımdan uzak değildir.
Ancak her gözde, kulakta o nur yok”



“Öz / Platon’un Mağara Alegorisi” için 2 Yorum yapılmış

  1. Erkan KADGA dedi ki:

    Değerli Hocam, geleceğimizin umudu. Öncelikle giriş kısmı bilindik Platon’un mağara alegorisi. Ama bildiğim kadarıyla Platon’un zincirleri kıran özgür adamı, gölgelerin ana kaynağına ulaşırken gerçek diri alem ile karşılaşıyordu. Bir ölü ile değil. Gerçekten, ölünün gölgesinde ölümün gölgesi bir duvara nasıl yansıtılabilir acaba? Mağaradan çıkan kişinin karşılaştığı ilk şey bir ölü ise….. Farklı, ince ve güzel…..

  2. Mücahit Selçuk Demircan dedi ki:

    Teşekkürler değerli hocam. Doğrudur, Platon’un zincirleri kıran adamı ilk olarak maddesel olgularla tanışmış. Biz ise O’nun alegorisinden esinlerek farklı bir bakış açısı sunmaya gayret ettik. Ölümün bir gölgesini yorumlasaydık daha iyi olurmuş..

Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.