Hayret! Kocakarının Uslu Bir Kelebeği Var
Yazar: Erkan KADĞA on 26 Mayıs 2023
çünkü annem kovmuş olunca bir kere bahardan
durmadan çırpıyorum kanatlarımı zamana vurmadan
doğrudan doğruya evriliyorum, bir doğruda durmadan
her sabah yeni bir kozadan uyanıyorum
kocakarı! bundan çok korkuyorum
artık vazgeçmeliydim soyulan bir kabuğumdan
yarınlarım dökülüyor
statik bir rüzgarın savurduğu saçlarımından
ya da kediler mesela, hani patileri vardır
onun için usul usuldurlar
bir de kürsü vardı ya, göğe dayanan
kocakarı! çok anlamıyorum
dizlerinin dibine çöküyorum
sana inanıyorum
çünkü neden hep zorundadır insan?
gidip taharete göndereceğim hantal hayatı
taze bir abdest de alınca aklım
zübde-i âlemimin özü namaza duracak namazda
çünkü “hayret etmeli bir kelebek” dedi bana bir kelebek
gündüzün yüzü dümdüz olmuşsa gecede
gecenin gündüz doğurduğu yerde
gözlerini kapatınca hep gündüz olurmuş gece
haydi hayret et
gözüme batıyor güneş
yeni bir ay doğurdu yine, güne eş bir gecede
“ama” dedi “yağmurun nasılını bilmemeliyim yine de”
“şimşeğin kimin kırbacından şakıdığını”
“ki taş kalsın taşım bende”
“kelebek olsun kelebeğim”
“ancak gölgelerde görünüyorsa gerçeğim”
“varsın renksiz olsun çiçeğim”
“öyle ise silin tüm renkleri”
“silin kanatlarımdan” dedi
çünkü ben demedim, kelebek dedi, “silin” dedi
oysa kanatlarının üstünü hiç görmedi
hakikatının feri silindi
aslında her gözyaşı renksiz bir hatıraydı soğuk avuçlarında
her bakışı, yarına sıkılmış bir gölgeydi
şükür, asla kanatlarına değmedi
çünkü gördüm
yer ile gök arasındaydı
düşmandı kanat çizilmemiş figürlere
çok kalın dudakları vardı
köleydi ama “hayret”, efendiydi özgürlere
kızıl gözleri cehennemden akardı
siyahtı çünkü geceydi bir kere
belki bazı bazı griydi
beyaz dişleri her cüreti öğüten değirmen gibiydi
“EL”inde şimşek çakan iki kırbaç
bir, efendisinin bir “EL”ine
bir de bana bakardı
sonra kediler mesela
uslu
usul usul
ve uygardı
Yorum Yazın
Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.