Dua, Çabalamaktır

Yazar: on 8 Mart 2020

Ayşe her zaman ki gibi okula gitmek için hazırlanmıştı ve annesine son bir kez bakarak, mavi gözlerinden gelen yaşları gizleyerek, kapı dışına çıktı. Annesi Zeynep Hanım da neredeyse ağlayacaktı. İçinde bulundukları fakirlik artık dayanılamaz hale gelmişti.

Zeynep Hanım’ın kızı Ayşe okula yarı aç bir şekilde gitmekteydi. Ne yazık ki, Zeynep Hanım’ın elinden bir şey gelmiyordu.

Zeynep Hanım’ın eşi iş aramak için sabahları dışarı çıkar ama eve eli boş dönerdi. Mehmet Bey, çocuklarının ve eşinin karnını doyurmak için, komşu ve akrabalardan borç alıyordu. İnsanlar da sağ olsunlar gerekli yardımı yapardı fakat bu durum hem Mehmet Bey’in hem de eşi Zeynep Hanım’ın hoşuna gitmezdi. Bir nevi gururları kırılıyordu. Ancak yapılacak bir şey yoktu.

Ayşe o gün sevinçle eve gelmişti. Hızlıca babasına ve annesine sarılmıştı. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Zeynep Hanım:

-Allah mutluluğunu daim etsin kızım, bu sevincin kaynağı ne acaba?

Ayşe :

-Anneciğim, babacığım! Bu gün öğretmenimiz bize, Peygamberimiz (sav) ‘Her kim başkasına elini açmadan çalışmak için Allah’tan yardım isterse, Allah onu kimseye muhtaç etmeyecektir’ dediğini söyledi ve bize yoksul bir sahabenin nasıl bol rızık elde ettiğini anlattı.

Zeynep Hanım:

-Gerçekten de ilginç, bize de anlatabilir misin kızım? dedi.

Mehmet Bey de:

-Ben duymak istiyorum bu hikâyeyi, haydi bize de anlat dedi.

Ayşe:

-Anlatıyorum, o zaman.

Peygamberimiz (s.a.v) döneminde genç bir sahabi ve ailesi yokluk içinde yaşıyordu. Geçmişin meşaketleri ve yoksulluk genç sahabeyi iyice düşündürüyordu. Karısı ve çocukları evde açtılar ve ekmek bekliyorlardı. Yoksulluktan nerdeyse dilenecek noktaya gelmişlerdi.

 O anda kararını verdi ve hızlıca dışarı çıktı. Peygamberimizden para ve erzak isteyecekti. Yol boyunca bu davranışın onurunu zedeleyeceğini düşünmüş ancak çocuklarının açlığı daha baskın olmuştu. Gerekirse onurunu ayaklar altına alacaktı.

Peygamberimizin mescidine girdiğinde selam verip, Resulullah’a yaklaştı. Resullulah her zamanki gibi tebessüm ederek ‘aleyküm selam ‘diyerek karşılık verdi.

Yoksul sahabe derdini anlatmak için Resullah’ın kulağına yaklaşırken, birden Resullah’ın ağzından 

‘her kim bizden yardım isterse ona yardım ederiz ama kim başkasına muhtaç olmamak için Allahtan yardım ister ve çabalarsa Allah onu kimseye muhtaç ettirmeyecektir’ cümlelerini duydu.

 Genç Sahabe hiçbir şey söylemeden evin yollunu tuttu. Yolda kendi kendine ‘keşke yardım isteseydim’ diye sayıkladı durdu.

Ne yazık ki O gece de aç kalmışlardı…

Genç sahabe ertesi gün tüm gücünü toparlayarak tekrar Resullulah’ın mescidine doğru yola çıktı.

Sabah namazı saatiydi..İnsanlar namazlarını kılmış, Resullulah’ın etrafında sohbet ediyorlardı.

Resullulah (sav) genç sahabeyi görür görmez ‘her kim bizden yardım isterse ona yardım ederiz ama kim başkasına muhtaç olmamak için Allah’tan yardım ister ve çabalarsa Allah onu kimseye muhtaç ettirmeyecektir’ cümlelerini tekrar etti.

Genç sahabi yine yardım istememişti…

Çaresizlik içinde ailesine geri dönmüştü.

Ertesi günün sabah namazında artık derdini açacaktı Resullulah’a .

Her zamanki gibi kararlı bir şekilde mescide girdi. Sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra, Resullulah’a yaklaştı ama o konuşmadan Resullulah her zamanki cümleleri tekrar etti.

‘her kim bizden yardım isterse ona yardım ederiz ama kim başkasına muhtaç olmamak için Allah’tan yardım ister ve çabalarsa Allah onu kimseye muhtaç ettirmeyecektir’ Bu cümleyi duyar duymaz mescitten dışarı çıktı ama artık eve değil değerli bir dostunun yanına gitmişti.

Arkadaşından ödünç bir balta aldı ve çölün yolunu tuttu…

Topladığı odunları pazarda sattı, günlerden sonra ilk kez ailesiyle beraber yemek yiyecekti. Aslından el emeğinin lezzeti bir başkaydı.

Ertesi gün tekrar çöle gitti, aradan birkaç gün sonra bir balta satın almıştı…

Birkaç gün sonra bir eşek satın almıştı…

Ve derken baltaları olmuştu….

Eşekleri olmuştu….

Artık tek başına işin üstesinden gelemiyordu ve artık işçileri vardı.

Gene bir gün odun satarken Resul-i Ekrem oradan geçti ve sahabeye dönerek:

-Sana demedim mi? kim başkasına muhtaç olmamak için Allah’tan yardım ister ve çabalarsa Allah onu kimseye muhtaç ettirmeyecektir.

Ayşe sahabenin hikâyesini anlatırken babası Mehmet Bey dalmıştı ve Ayşe’nin sesiyle uyandı.

-Baba baba….

Baba Mehmet Bey hiçbir şey söylemeden dışarı çıktı….

Mehmet Bey yol boyunca Ayşe’nin anlattığı hikâyeyi düşünüyordu…

Kendi kendine ‘Allah’ım beni kimseye muhtaç ettirme, bana yardım et ‘ diyordu.

Az sonra …

Arkadaşından aldığı ödünç parayla 1 torba buğday satın aldı ve pazarın yolunu tuttu, uzun bir süre geçmeden buğdayı satmıştı.

Ve kazandığı parayla yiyecek alıp, evin yolunu tuttu..

Mutluydu..

Bugün kimseden borç istememişti.

Ayşe, Zeynep Hanım ve Mehmet Bey kendi elleriyle kazandıkları parayla aldıkları yemeğin tadını çıkarıyorlardı.

Son
Mehdi SEVER



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.