Öfkeliyim Ali

Yazar: on 26 Mayıs 2020

Öfkeliyim Ali, çok öfkeliyim. Çünkü çorbanın tuzu eksik, cacığın sarımsağı; ayranın da kıvamı tutmamış. Tadım tuzum yok, tabaktaki yemeğin karnıyarık. Şerbetin rengi Ali, şerbetin rengi.

Öfkeliyim duvardaki çerçevenin simetrisine, öfkeliyim fayansın eğik çizgisine, halının ucuna, saatin 4’üne… (Romen rakamları ile “4” saatte (llll) şeklinde yazılmış.)

Öfkeliyim Ali, Çünkü dirseğin kuru kalmış, rükûun noksan, secden kısa… Seccadenin ucu Ali, sakın unutma seccadenin ucunu ve incir çekirdeğini…

Bugün çok öfkeliyim. Dağlara, ovalara, çöllere, ormanlara, sahillere, kumsallara. İçim kuduruyor. Midem yanıyor, beynim kaynıyor. Güneşe kızgınım. Güneşten bile kızgınım. Öfkeliyim hafifletmeyen bu havaya, serinletmeyen bu suya, toprağa, ateşe. Ooyyy boğazım yanıyor, içim daralıyor, göz bebeklerime saldırıyor ıslak yıldızlar. İki yumruğumu iki yanıma alıp şöyle bir sıkmak istiyorum, dişlerimi gıcırdatmak, esmer tenimin fay hatlarını çatlatmak, gömleğimin iki yakasından tutup parçalamak, diz çöküp, başımı göğe kaldırıp avazım çıktığı kadar bağırmak, bağırmak, bağırmak, avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum… Allaaahııımm!. Çoook öffkeliyyyim!.

Oysa bakın sokak başında şirin bir kedi miyavlıyor. Asil duruşu ile dik bakan asil bir köpek ona nasıl asilce havlıyor. Akşamın rengine kuş sesleri, cırcır böcekleri ve kurbağa sesi eşlik ediyor. Etrafta müthiş bir romantik ambiyans var Ali. Tam karşında Ali, işte tam orada can sıkıcı bir şekilde bu nezih ortamı bozan kirli renkli bir çocuk yatıyor. Ali, gidip bir sorar mısın o çocuk, o çocuk neden susuyor? Düşmüş oysa, düşen çocuklar ağlar, bu neden ağlamıyor? Öfkeliyim bugün, acım büyük, çünkü öğrendim ki kumsalda uzanmış o çocukla beraber o çocuğun kumdan kalesinin saçağına tünemiş bir serçeyi vurmuşlar. Öfkeliyim çünkü öğrendim ki , tonluk bombaların enkazında kalmış o ailelerden birinin başucunda duran akvaryumu çatlatmışlar. Balıklar ölecek Ali. Aylardan ise Ramazan, su yetiştir. Yetmezmiş gibi üstüne kafesten muhabbet kuşları da uçmuş bugün Ali. Ben biliyorum ama onlar bilmiyorlar ki, özgürlük ölümdür, özgürlük yavandır. Git bul onları. Onları bul çünkü takatim kalmadı, dizlerimin dermanı tükendi, ciğerim paralandı. Git onları bul Ali. onları bul çünkü onların sahipleri var, onların hakları var. Ha gayret. Hadi gayret. Hani gayret Ali? (Ka xiret Ali?)

Öfkeliyim… Öfkem beynimi emiyor, beynim bedenimi ısırıyor, etrafta sivrisinekler vızıldıyor.

Şimdi hangi soruyu cevaplamalıyım? Güneş mi daha sıcak, volkan mı, ben mi? Orman mı yanıyor? Yangın mı var bu ara? Myanmar, Arakan, Keşmir, gök mü gri ? Duman mı var? Yol mu var? Yolcu mu?

Hangi birine karalar bağlamalıyım? Gece mi kara, petrol mü var? Libya, mısır, Tunus, Afganistan, Çeçenistan, Kürdistan… Narçiçekleri Ali narçiçekleri açtı mı? Elma kokusu geçti mi Halepçe’den?.

Hangi birini duyurmalıyım, hangi birini doyurmalıyım? Oruç mu aç? Sıcak mı susuz? Sudan, Somali, Nijerya, Eritre, Orta Afrika, tüm Afrika… Zülüm mü azık, azık bir maden ismi mi?

Irak’ta, Başur’da, Rojava’da Suriye’de, sabah ezanından erken, hiçbir zamandan erken ötmeyen, ötme derdi olmayan horozlar hangi çöplüğü paylaşamıyorlar?

Etrafta sivri sinekler vızıldıyor, etrafta gerçekten sivrisinekler mi vızıldıyor Ali? Ali Gazze’de, Gazze’de Ali. Oy Gazze… Oooyyy Gazze…

Bu sorunun cevabı yok, cevaplayanı yok, merak edip bir soranı yok, soruşturanı yok, çıldıracağım… Konuşanı yok, başını kaldırıp bir bakanı yok, göz ucuyla bir yoklayanı bile yok… Ali… Uzanmış kumsala, kuma bulanmış o minik ellerin avuçlayanı yok, Gel de ölme kahrından, dağınık saçlarının toplayanı yok. Kum Ali, o yumuk yanağından silkeleyeni yok. Sahilde uzanan o çocuk, ölen ise insanlık. Çocuk musallada uzanmış, Allahıım!!!!! etrafta tek bir ağlayanı yok.

Öfkem zalime değil, katile değil, kâfire değil Ali… Öfkem bana, öfkem sana, her susana… Ramazanda kanı akarken susayana değil… Sussana Ali, benden bilirler kumsaldaki kalenin yıkılmış ucunu, o elma kokusunu, günahsızın peşmerge babanın kucağındaki uykusunu… İftara pişirilirken yakılmış cesetleri… Aç, susuz katledilen masum orucu benden bilirler. İşte sivrisinekler vızıldıyor yine, şimdi emilecek her kanı, yıkılacak her saçağı benden bilirler. Ben insanım… Duygularım var, onurum var… Öfkeliyim, çok öfkeliyim. Öfkem Ali utancımdan, öfkem sessizliğimden…

 Onlar güçlü Ali, akıllı ol, Uçakları, tankları, topları var.  Otur yerine, sıranı bekle… Soru sorma, adım atma, usulca, sessizce, gerisin, geri… Gerisin geriye… Yoksa duygularım kabarır, sevgi akıtır damarıma, merhametim dirilir, can verir, kan pompalar beynime öfkem… Yüreğimde volkan patlar, uykum kaçar… Öfkem ayağa kalkar, oofff artık bütün gece uyutmaz beni…

Erkan KADĞA (pdf2word, 27.07.2014)



“Öfkeliyim Ali” için 3 Yorum yapılmış

  1. Rukiye dedi ki:

    Çok beğendiğim bir yazı olmuş ???

  2. Kerem'in babası dedi ki:

    Yıllar sonra bir daha okudum. Öfkeni kaybetme Ali, dedim sessizce.Cunku dünya daha bir vahsilesti. Senden gelen çığlığı duymuyor.Bu yüzden öfkeli ol Ali.

    • Erkan KADGA dedi ki:

      Bu vesile ile yıllar sonra ben de okumuş oldum. Yıllar geçmiş ama değişen bir şey yok maalesef.

Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.