Cassandra -I-

Yazar: on 31 Mart 2021

elips bir kuluçkaya uzanan karanlık kaos
mışıl mışıl uyumalı kendinde
çünkü boyut almalı aydınlık
tek özgür olan sınırsızlığın zihninde
belki ilk önce, tıknaz bir başaktı niyet
ama tınaz galaksiler savruldu boşluğa
annesiz kuru havanın sarhoş esintisinde
şapkasız bir reveransla
büyük tanrıça nem öper
yağmur hanımın inci taneli elini
yeşil fistanlı toprak, ela gözlü göğe aşık olur
her akşam yediği oğlunu
sabah yine doğurur
ve gündüz geceyi doladı artık ince beline
bu arada Cassandra! merhaba!
beni tam isabet vurmuşken bu kurşuni sabahlar
özür dilerim! ama aşkı konuşamıyorum daha

derler ki
bir anda uyandırmalıyız kendimizi derin kendimizden
çünkü cehaletin hokka yumurtasını çalan hırsız bilgelik
İbis Kuşu Kafalı’nın höbüründen damladı
zamansız zamanlar tükendi
çünkü vakit geldi
artık, nergis kokulu bir mitosta boğulsun yansı

meraklanma ve sakin kal Cassandra
zaten eski bir ufka yönelen bayat bir bakışmış insan
alevden kanatlarla uçuşan
kül renginde bir kışmış insan
çok uzak ve vahşi yedi vadiden geçerken
arzu, aşk, marifetmiş
istiğna, tevhit, hayretmiş
bir yokluktan diğer yokluğa hicretmiş insan
koşma böyle Cassandra
derler ki;
bir kaç adımlık yoldan
bir taş atımlık mesafeden ibaretmiş insan
bir avuç karanlık saklanır arkasına
kirlenir beyazperde
sabahına uyanmış bir ruh-i mücerretmiş insan
yüz yirmi beşinci tılsımlı emarede
kırk iki korkunç suretmiş

seninle aşkı konuşmuyorum ama
huysuz bir kış boşluğundaki soğuğa uzanıp
bir avuç buz gibi sen tutuyorum
içime taht kurmuş hiksosların alevine Cassandra
çalıntı bir tacda batmayan güneşin okları
aşil tendonuna batmıyorken
devlerin ve devasa tanrıların minik dağında
aşk okunu izliyorum
kırmızı bir gülün topuğunu kokluyorum
devrimciler ve topal demirciler çağında

dağlardan dağ alınır
o dağın ciğeri paralanır
zirveler kartallardan yalınır
atlar uçar, kanatlarından ateş çalınır
ama yamuk bacaklı bir çobanın oğlu kolay tanınır
ve mutlaka bir adı kalır Cassanda
tepenin gözlerinden döküldüğünde kızıl akşam
Bilge Ağacı’ndan tek yaprak bile kımıldatmadan
tay kanadından yolunmuş bir tüy gibi uçsa bile zümrüdüanka

dile kolay, dokuz ay on güneş Cassandra
etten ve kemikten dizime, anımı, acımı alıyorum
hiksosların ince dudaklı köleleri, gözleri tetikte
en gereksiz canları yamıyorum balçığa
mideme öküz gibi oturanlarla birlikte

öküz demişken Cassandra
Mithra’nın sırları
İsis’in yazması yasak yasaları
Eleusis’in kopyaları
ne kuyudan baktım dünyaya
ne de alnıma damlattım boğanın kanını
sadece on iki sabahın ranzasından doğmadan
rutin bir köy şafağı sonrası
beraat etmişti Yusuf’un ka’sı
ne farkeder, yedi yıllık kıtlığın öncesi sonrası
ama Gök Boğa Takımyıldızı öldürülmüştü Gılgamış’ta

öküz demişken Casandra
Öküz Hırsızı bile geri yürütemedi zamanı
demir ruhlular yıkamadı nemli ruhları
yanaklarından iri yaşlar dökerek ağladılar
vızıltı ile konuştular
biz de şahitlik ettik Cassandra
dönülmez sözler verdik
kafir yeminler ettik
samos’un kölesi Frig’linin
hayatın damarlarına yapışmış bir piresi olmadığına

hayasızca, bari sen anlatma!
çapkın tanrıların piç çocuklarının uğursuz iyiliklerini
onlar, batı rüzgârının şişirdiği
gemiler dolusu kederle geldiler
sivri uçlu oklar, tunç kılıçlar ile
doymadılar Cassandra
lekesiz oğlakların iç yağlarından yakılmış
tütsülü kurbanlarımızla bile


denizler diyarında uzun ve aheste bir nehir mi?
çirkinim, üstündeki kayığa yeminle
ben de sevmiyorum bu ara aşkı
yani sorun sende değil, sorun benimle
belki bu, limonlu sıcak suda erimiş
dört şekerden gelen tatsız bir çatışkı
şükür O’na, tanrılar da öldü zaten
belki Guenon’dan zihnime kazınmış köklü alışkı
inanıyorlar, inanıyorlar ama bana inanmıyorlar
sorun çirkin olmak değilse
galiba bana bir lanet bulaştı
Cassandra! bir düşünsene
ya kaderinde varlığın bir taş ise
ciğerini yavaş yavaş çatlatıyorken bir çiçeğin kökleri
tek gördüğün, bu zulme alkış ise
bir katliam sonrası etrafa saçılmış yaban otları
atılmışlar bir tek gülün ayakları dibine
ancak bunca feryat, kıyamet, yaygara
tek bir dikenin batışına ise
bırak artık feryadı!
işte bir gül olarak doğmuşsun ya Cassandra
“güzeller gül olmuyor maalesef
güller güzel oluyor her halükarda”
sorun sende değil, bende
inanıyorlar, inanıyorlar, sadece bana inanmıyorlar
tarihsiz birine
bodur, yavan, şekilsiz, acımtırak, kaskatı ve ürkek
ama yine de tarifsiz birine
artık uzak dur benden Gül ve Çiçek
çiçek olunmuyor, çiçek doğuluyor Cassandra
ve ben çiçekteki çiçek değilim
bu, tek gerçek



“Cassandra -I-” için 26 Yorum yapılmış

  1. Erdi dedi ki:

    Abi ben bu şiir i anlayacak seviyede değilim?

  2. Burhan dedi ki:

    Kaleminize ve güzel yüreğinize sağlık hocam

  3. mehmet şirin pekkolay dedi ki:

    Dahiyane bir düşünce işçiliği ile işlenmiş özgün bir eser…
    “Bir yokluktan diğer yokluğa hicretmiş insan. ” İnsan,insan derler idi. İnsan nedir? şimdi bildim ?
    En doğru zamanda çiçekler açsın bahçenizde…

  4. Hafız-ı Kutup dedi ki:

    Kalemine ve diline sağlık değerli hocam. Güzel ve derin bir şiir. Tebrik ederim

  5. Veysi söğüt dedi ki:

    VALLA HOCAM SİZ ÇOK DERİNLERE İNMİŞ SİNİZ…BEN YÜZEYDE OLDUĞUM İÇİN DERİNLERDE Kİ İNCİLERİ GÖREMİYORUM…AMA UZAKTAN BAKILRSA ,YADA TAHMİN ETMEK GEREKİRSE SİİRİNİZDE ÇOK DEĞERLİ İNCİLER OLDUĞUNU SÖYLEYE BİLİRİM.

  6. Muaz Hoca dedi ki:

    Değerli hocam yine derin derin döktürmüşsün. Eline yüreğine sağlık.

  7. Melike Yanık dedi ki:

    Hocam bu şiirlerinizin toplanıp bir kitap haline dönüşme zamanı gelmiş. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Metaforlarınız o kadar iyi ki… hayran olmamak elde değil ?

  8. Veysi karadas dedi ki:

    Eline kalemine yüreğine sağlık muhtesem olmus dayım tebrikler okdar emek verdin bize birazcıkta su edebiyatçı yanından katsaydın ya bize ?

  9. Zafer dedi ki:

    Neden “Bayan Cassandra”?

    • Erkan KADGA dedi ki:

      Cassandra Truva kralının güzel kızı oluyor. Aşk işleri ile pek ilgili değil. Geleceği görme kabiliyeti verilmiş ama söylediklerine kimsenin inanmaması laneti ile beraber.

      • Mamoste Faruk dedi ki:

        Hep aynı girdapta debinip duruyoruz değil mi? Azize, Leyla, Roza, Cassandra ve diğerleri. “Çil û çar kilamên hirçe hene, tev li ser pişta sêvê ne” demiş eskiler bir atasozünde. Tüm köle tanrılar da sanırım aynı anaforda geberip gitmişlerdi.
        Yüreğine sağlık üstat. Böyle devam et, emin ol kafayı sıyırman yakındır.

  10. Zafer dedi ki:

    Bir şiir bu kadar alegoriye boğulmamalı, Tabi yazarın anlaşılma gibi bir derdi varsa.

  11. Zafer dedi ki:

    Natural suretle halipürmelalimiz dile getirilmiş.

  12. Zafer hırslı dedi ki:

    Şairin penceresinde şiirin mesajı farklı, okuyucunun penceresinde farklı olacağını düşünüyorum çünkü her insan aynı halle yaklaşmaz söz konusu edilecek şiire.

  13. Fatoş dedi ki:

    Hocam nasıl harika bir şiir böyle..
    Bazı kısımlar özellikle birkaç defa okudum çok anlamlı, etkileyici kaleminize sağlık.. Devamlı olsun takipteyim☺️

  14. Nevzat dedi ki:

    Kaleminize sağlık hocam. Derin bir birikimin kokusu her nefesinde mevcut ??

  15. İsmail dedi ki:

    Hocam kaleminize sağlık harika bir şiir olmuş devamını sabırsızlıkla bekliyoruz ??

  16. Kübra dedi ki:

    Özlemişim güzel kaleminizi sevgili müdürüm ?

  17. Mustafa dedi ki:

    Çok derin ve okurken sınırları zorlayan, farklı bir şiir. Kaleminize sağlık.

  18. Sessiz Çığlık dedi ki:

    Anlamamamız için itina ile davranılmış gibi. Ama şunu itiraf edeyim okumaya başlayınca bir baktım bitti. Şiir şiir içindir anlayışıyla yazılmiş gibi. tam anladım diyordum bazı yerleri bitince o bölüm bir de baktım ki anlamamışım. ??

  19. YUSUF dedi ki:

    Yazılarını zaman bulup okuyabilsem yeni bekis açılarıni kazanacağimi biliyorum o kadar şansli deģilim … yazilarinizi beğenmemek mümkün değil kendinize ait bir uslubunuz var … bazen anlamak zor oluyor…

  20. NurunAlaNur dedi ki:

    Selam Değerli Hocam,
    Sayısız gezegenler içinde hayata hamile olan dünyamızın gökyüzü, nem,yağmur ve yeşil toprakla hayatı doğurması ve hayatı tatmış vücutların dağılıp yeni vücutlarda hayat bulmak için bir araya toplanmasıyla hayat döngüsünü anlatmayla başlayan şiir; varlığın bir varoluş hikayesini ortaya koyuyor. Bununla birlikte Bayan Cassandra, İbis Kuşu, Aşil, Eleus,İsis, Hermes vs bizi Antik Yunan’a; aşk, istiğna, hayret, marifet, tevhid, Hz Yusuf, Hüdhüd, Zümrüd-ü Anka vs de bizi İslam kültür ve medeniyetine götürmektedir. Dolayısıyla İslamî cevval bir ruhun felsefe payını da unutmayıp Antik Çağ’larda da dolaştığını görmekteyiz.( İslamî bir ruhun bizi Antik Yunan’da dolaştırması hoşuma gitmese de) Sanatsal bir üslupla diyalog şeklindeki bir hitap, şiirde akıcılığı sağlamış. Ve okuyucu duyuları uyanmış bir şekilde his ve fikirleriyle sohbete dahil olabilmektedir.
    Emeğinize ve kaleminize sağlık.
    VesSelâm!

  21. NaiL dedi ki:

    Derinliklerdeki yatan incileri anladıkça daha da zevk veriyor şiir.
    Okurken anlamlandırmanın zorluğunu çekerken, şairin yazarkenki yaşadığı duygu ve anlamlandırma çabasını düşününce. Fevkalade bir eser ortaya koyulduğunu daha iyi anlıyor insan. Kaleminize yüreğinize sağlık.

  22. Polat dedi ki:

    Empresyonizm ve ekspresyonizim, okuyunca öyle bir tat aldım bu tarz şiirlerde sanatçı Duygularını izlenimlerini olduğu gibi yansıtır yoruma açıktır bence başarılı olmuş tebrik ediyorum.

  23. Bünyamin dedi ki:

    Başta biraz boğucu karmaşık bir dünya gibi görünse de güzel bir izlenim bırakıyor.

  24. Mehmed dedi ki:

    Kalemine sağlık Abi…

NaiL için cevap yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.