İnsan Bir Şeydir Herhalde -II-
Yazar: Erkan KADĞA on 15 Mayıs 2021
E sen ve ten,
Kan ve kemik,
E hayat ve aşk:
Karbon kokan kirli bir şehir havasında,
Yokuş inen freni patlak bir otobüsün buğulu penceresinden,
Sisli bir şafak vakti,
Miyopi gözlerle güneşin doğuşunu izlemek,
Ve büyülenmekti sevmek, sizi.
Ta ki, yarısı balçığa batmış,
Kimi yerleri soğuktan yanmış,
Işık yaprakları dökülene kadar turuncu akşamdan,
Çırılçıplak bir bakış sonrası.
Tünelin ucundaki ışıktan sonra hala gelmeyen,
Trenin fren sesi değilse eğer,
Haklılar ve galiba her şey gerçek,
Maalesef…
Bakar mısınız, söz de dinliyorlar.
Sus ve pus olmuşlar,
Sessizliğin zehirli homurtusunu emiyorlar, doğa anadan,
Ama gidiyorlar durmadan gecenin bebek gözlerine doğru yine de.
Tam burda bir şey daha rica edeceğim siz her şeyden,
Artık bana böyle uzaktan bakmayı da keser misiniz lütfen?
Bakın, tünelin ucunda parlayan ışığı emzirirken,
Ateşte yanan dalın kemikleri çatırdadı bir daha.
Belki de başımın etrafında uçuşan bu ışıldaklar gibi
Her kül olan bizim gibi ölümünün saf nefesiyle savrulmuyordur uzaklara.
Çünkü tam şu anda ölmenin sesiyle beraber,
Tüm varlığa başat oldu ateşte çatırdayan dallar….
Var oluyorlar teker teker giderken, herşey biterken,
Maalesef…
Bir şey yok aslında, utanmayın,
Çünkü ufuktan cama yansıyan o ıssız bakışlar,
Yabani ışıklar bile aslında yavaştırlar..
Anladım ki üşütük çiçeklerle beraber,
Mavi hezaranlardan daha çok, daha çok güzel,
Mağaralarda meşalelerden daha isli, daha işlevsel,
Kumsalda ateş yakan vahşilerden yansıyan silüetler,
Barbarlar, acemler, sarazenler
Koşmuş, binmiş, uçmuşlar.
Kimi zaman durmamış, telaşa tutmuşlar kırışmış beyaz aksı
Ya da semazen kertenkeleler bile abartmış İbrahim’le raksı
Yani rica ediyorum siz her şeyden
Sessiz olduysanız, biraz da sakin olur musunuz artık lütfen?.
Çünkü hızlı koşmuşlar,
Daha hızlı olmuşlar.
Ama bu ölümlü zavallıcıklar,
Sustuğundan daha çok konuşmamışlar
Durduğundan daha çok yol almamışlar,
Hiç, asla ve maalesef,
Rica ediyorum herşeyden
Bazen daha basit oynar mısınız lütfen?
Sanırım acıyor gerçekten
Kesinlikle kenara çekilmeden,
Her nefeste yettiğince farklı hırlıyor karşımda hayat,
Hava pompalıyor çiğ çiğ çiğneneceği ciğerlerime,
Sadece, ısırgan iyi kardeşlerle beraber biz beyefendi evlatlar da,
Saklı bir kahkahanın arkasından hırlarken,
Ağızı şapırdatmıyoruz çiğ ciğer çiğnerken.
Çok seviyormuşuz da ondan oluyormuş her şey meğer.
Tıpkı keskin dişleri ile parçalarken
Yavruların yumuşak kemiklerini sırtlan,
Aslında biz gibi, çok seviyormuş da ondan,
Her şey bitmeden önce, ben yine de özür diliyorum siz her şeyden,
Katili olduğum tüm mikroskobiklerden
Çalıda ki kuştan, derede ki balıktan,
Özür diliyorum ama bundan gayrı bir şey de değilim işte.
Yaşamak bile elimde değilken, yediğine tükürmeden..
Bu kadar çok öksürmeden…
Maalesef.
“Çok hastasınız ve ölüyorsunuz!” diyorsunuz
“O tamam da.
Sıcak pide de bir türlü çıkmak bilmedi fırından,”
Maalesef…
Erkan KADĞA
Yorum Yazın
Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.