Ölü Çocuklar Üzerine

Yazar: | 22 Nisan 2024

Konforundan vazgeçemiyor insan.Bir çocuğun annesinin ellerinde ölüşü Bir kuşun düşüyor olmasından değerli sanki!Özgürlük denilen gayeyi boğduransomurtuşlar ve urlardan bir demokrasi.Pamuk elleri ceplerinde, yarım bir Eba Bekr,bir dua buyuruyor bizim sokaktan.Kalabalıklar içinde gündem sayılan bir ihlasla.Merhameti sağılan bir dünyanın konforunda,çürümüş bir takım devlerin bakışlarıve dahi çığırtkandır artık bizim susmaklar!

Gözyaşının Dili Yok

Yazar: | 13 Nisan 2024

Gözyaşının dili yokAğlayışımı kim anlayacakHarfleri toparlamada mahir değilimAbecesi inkılaba uğramış gözleriminUyandım, çapak ve yaşGece ağlamışım ve körArtık âmâyım ve ümmiHer yaş bir faşizm doğuruyorHerkes anlamadığı dile düşmanHerkes gözyaşlarıma…İşaret dili evrenseldirBen de evrensel ağlamalıyımHer mazluma eşitHer parmağım bir işarete matuf olmalı

Sarkacın İki Ucu

Yazar: | 19 Mart 2024

Sarkacın öbür ucunda bir dünyasuyun üzerindeyken tanrının tahtıinsan henüz söz makamında bile değildiinsan bir makam bile değil Kulağımda uğuldayıp duruyor zamanhenüz bir varlık bile değilkenyokluğu sahiplenildibilinince vazgeçildi uğultudan

Hira’yı Eve İndirdiğimiz O Yerde -2-

Yazar: | 27 Şubat 2024

yapamadım!çünkü tüm ağaçların ayağı ağaca prangalıydıve güzel yaratmıştı çirkinliğiüstüne çırılçıplak giydirilmiş fakirlikleözgürlük çirkindisüt, liman ve beyaz olmayanlar, çarşafla kavgalıydıfakirlik özgürdühayat, onun öz çocuğu değildi çünkügözleri hariç baştan aşağı kuruydu yerleri, gökler dalgalıydısütten kesik limanlardaçarşafların içindeki rüzgarlar kasırgalıydısaymadım yağmuru, bu dökülen kaçıncı damladır?işittiğim kaçıncı seladır? yağmurla yağmuru artık Allah’ım!

Vaktin Yanılsamalı Yansımaları

Yazar: | 8 Şubat 2024

Yağmur yağıyor bu bir şiir olabilirbembeyaz bir bakıştır şimdi geceinsan görüyorken de kaybolabilirkaybolmak doluyor gökyüzükörlük görmek kadar net bir bilmece

Hira’yı Eve İndirdiğimiz O Yerde

Yazar: | 2 Şubat 2024

şafağa doğrubaktımkapalı gözlerim slogansız bir namaz kılıyorelinden tuttumyeni pantolonumlagötürüp tanımadığım bir kaldırıma oturttumeladır, yağmurla onu Allah’ım!

Utanç Günlüğü 5

Yazar: | 1 Şubat 2024

Yaşamak meşruduracılar yılgınlıklar düşüşler kalkışlarölmek meşhurdur bu topraklardadilimde delirmemiş yoksunluklardirimde çıbantaraklanıp duruyor zamanbu çukurlarla dolu bir yolculukben düşüp kalkıp düşekalkıp yol alan Sürüyle soluyup duruyorum meşrubir kılçık gibi boğazımda takılı kalıyor akşamgüneş iğneliyor kayaçatlağı toprağımısızıp duruyorum döngünün şafağındasızılıp duruyor sızı

Rahat, Ritüel ve Batı

Yazar: | 7 Ocak 2024

Yüreğime bir söz söyleyin ki şu kahrolası ateşim dinsin. Bana da birkaç hançer saplayın şu öfkem daha bir alevlensin. Kurşuna dizin kirli bedeni ruhun isyan alevleri insin. Ruhumun İsa’sını çarmıha gerin, Meryem’i başucunda inlesin.

İsrail’e Yaklaşmayın

Yazar: | 5 Ocak 2024

Bir sosyologun ifadesiyle başlayalım: “İsrail’le diplomatik ilişki, zinadır” İşin fıkhi yahut akidevi boyutuna girmeyeceğim. Bu benim işim değil, haddime de değil. Ancak ilk okuduğumda beni heyecanlandıran bir söz olmuştu bu ifade. Zinayı salt beden algısından sıyırıyordu. Elle, gözle, uzuvlarla değil sadece; diplomasiyle, bürokrasiyle, iktisatla vs. Zinaya giden bir yol her zaman vardır anlamı çıkıyordu.

Gül ve Büyük Çocuk Kırmızısı

Yazar: | 29 Aralık 2023

Utanca benziyor gülün kırmızısıusançla bağlanıyor güne gecegeçen uzunca bir yorgunluk seksen günlükgeçmeyen çığlık çığlığa insanlık ağrısı