Hira’yı Eve İndirdiğimiz O Yerde -2-

Yazar: on 27 Şubat 2024

yapamadım!
çünkü tüm ağaçların ayağı ağaca prangalıydı
ve güzel yaratmıştı çirkinliği
üstüne çırılçıplak giydirilmiş fakirlikle
özgürlük çirkindi
süt, liman ve beyaz olmayanlar, çarşafla kavgalıydı
fakirlik özgürdü
hayat, onun öz çocuğu değildi çünkü
gözleri hariç baştan aşağı kuruydu yerleri, gökler dalgalıydı
sütten kesik limanlarda
çarşafların içindeki rüzgarlar kasırgalıydı
saymadım yağmuru, bu dökülen kaçıncı damladır?
işittiğim kaçıncı seladır? yağmurla yağmuru artık Allah’ım!

akşama doğru
baktım
namazsız bir slogan yazıyorum
kalemi bıraktım
ellerimin kulağından tuttum
Hira’yı eve indirdiğim o yerde
iki kulak memesinden emzirdim saflığın sütünü, iki baş parmağa
gür bir “Allahu Ekber” ile
Kudüs’ü somyanın kenarına oturttum
nereli olduğunu bilmediğim yalnız yorgunluğumla
çünkü uzun secdelerden gelecek insanlığım
ve ancak avazımın fırtınasından kopan gözlerimin yağmurundan tanıyabilirim kendimi
yoksa kuru kuru slogan
cahil cuheladır, namazla onu Allah’ım

biraz daha çok su dolmalı ayakkabılarıma
çünkü namazdan önce
kendimi hissetmem lazım.



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.