Bulutlar

Yazar: on 9 Ekim 2023

dağların burnu akar
insan kokan topraklarımıza doğru
üstü açık kalmış bir geceden
ruhu donmuş bir şair
örtün üstümü bile demeden
uzakların yosun toplayan çeltik ırgatlarını yazar
patronlarına
ki hem miyoplar
hem de şair korkar mı hiç sıtmadan?

gün tarağıyla yumuşatılınca göğümün beyaz ruhu
dönen çıkrıklardan kar yağdı saçlarıma
sonra, balık pulları solmuş ellerle
gül düven yabasız bir mezarcı
“mezarda tarih insandır” demeden
yeni bir mezar kazar
ve unutulmuşların tek tip kafataslarını toplar
koleksiyoner toprağın gecesine, hiç sırıtmadan?

uzak olmayan uzakta
dolmuş’u dolmuş bir zamanın kadını
yine örgü örer durakta, dönüşte örgü bozar
Allah’ım! neden bu hastalığın masumu virüslerdir
bakteriler ile mikroplar
bir bebeğin parmak uçlarını da hiç ısıtmadan.

bendekiler! haber verin içimdekilere
ölümümün canı acıdı be, dişlemesinler artık etimi
yeter! yağmurun çocukları da ıslanmasın
sonsuzluğa göğün itiminden
iki metreye yerin çekiminden
biraz da kafamda, yağmur yağsın kafama
ben sırılsıklam sessizliğin altında beklerim
etrafa kaçışan pudranın kadınlarını seyrederim
gözleri açık ruhum kupkuru be, üstü başı toz duman
ey şaiiiiiir! şiir hiç korkar mı ölümden!
ölürsek, ölürsek, bizi ölüm bile kurtaramaz
içerde kâfir de barındıran mü’min kalbin
rutininde her gün ölüyorken kalbin ritmi
sonuçta hepimiz doğuştan hastayız
aleksitimi!

bak! her sabah beraber yayılıyoruz otlağa
sonra gün bitimi
bir sürüyü götürüp gömüyoruz toprağa
ne başa vurmuş anksiyete’de yokluk yitimi
ne huşu bulmuş dağdağa
bir ağızdan, “göğün gözleri” diyoruz
“şöyle bir gelsin bakalım ayağa”
gelsin, gözlerin göğünde bulutlu duygular göğüslensin
gerçi biz, bulutlardan çok önce ağlıyoruz
damağımızda hiç görmediğimiz anıların balözü
duyguların memelerini bulutlardan sağıyoruz
ağaçta sallanırken huşusuz rutinin özkıyımı



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.