lam u cim

Yazar: Erkan KADĞA on 9 Aralık 2023

Kategoriler: Genel, Gündem, Şiir
Etiketler:

sonra;
yükselir, ki yükseldikçe yıl, yıl kısalır
ayağa inen yollar kıvrandıkça kıvranır
rüyalarımızın bile karnı ağrır
doğan her nefesin alnına “korkak” yazılır
sonra, tarihin yaralı bağrı yarılır
kara bir leke ile üstüne kazınır
nefis, önce ölümün kokusunu alır
“el pençe divan’a”, “pişmanlık” uzanır
“keşke”, o dönek günlere yollanır

hadi;
çünkü nefesinize çelikten bir göğüs olacak
o göğüs, izzet’in şerefine teessüs olacak
kabul, şuur ötesi ama
bu teessüs, o-nurlu ruhlara teneffüs olacak
sonra; kisra, kayser’in sarayları, han, haham
hadi, “La İlahe İllallah” deyiniz, adım size Kudüs olacak

eski bir sonra sonrası günde;
yol Endülüs’ten dolandı
yürüdü ki geriye yürüdükçe yol, yol kısaldı
zaten yürüyerek de geçilmedi bu Kaf’tan dağlar
ya toynaklar, olmadı tırnaklarla tırmandı
ya da Acara, Abhazya, Ahıska, Tzalga
ve kaçınılmaz bu büyük Kırım yaşandı

özü; ne yağmalamalık bir tevarüs olacak
ruhu; ne ırk, ne mezhep, ne bir tecanüs olacak
ey acemler, barbarlar, laçinler, sarazenler, goyimler!
hadi, “La İlahe İllallah” deyiniz, adım size Kudüs olacak

and içip kapıda asılı kalan kulağa
ruhun yağmurundan sırılsıklam yanağa
“babam nerede?” diye bakan çocuğa
ama önce;
sahi siz hiç koştunuz mu bir ara sokağa?
seri yumruklar sıktınız mı boşluğa?
hadi ama!
ergen bir yazı bile okumadan
dizi yamalı bir duvardan
her gece gıcır bir ütopya kurmadan
nasıl giriyorsunuz yatağa?
sonra;
Muş’tan kalkan saim bir sâî
Moğolistan’da bağdaş kursun otağa?
uyanın! yarın oruç Şeyseller’dir
yürüyün çünkü Sa’y, Bosna’dan Karadağ’a
namaz Hindistan’dır, dimdik durun kıyamda!

çünkü sen dimdik durursan kıyamda!
dünya 23 27, karşıdaki herkes hipotenüs olacak
İngiltere ve sömürgeleri ve İspanya’nın ve Portekiz’in
“La İlahe İllallah” deyiniz, sonraki adım Kudüs olacak

gözlerim karadır zeytinden
çünkü, sevdiğim ölümün kızıl akşamının altını çizen
ve bu sevgiyi bana haşiye eden İsa benimdir
üstünde ruhumun resmi çizilmiş bir gecenin karanlığıyla
yollarına yıldız tozları serpmiş tüm Arş-ı alâ’yı
taaa nurdan kelebeklerle ruh yakan Sidret’ül Münteha’yı
bana, mevhibe-i ilahiye eden Aksa benimdir.
her karışım mezarımdır, üstü çiçeklerle bezeli
toprağım verimlidir çünkü güneşin katilleriyle gübreli
gamze gamze kaynar pınarlar
yanık kehribar yanaklarda
ve nehirlerim cennetten doğar, denizim terbiyeli
bu denizi terbiye eden Asa benimdir
şiirim, asma bahçelerimin âşkıyla
aşkın en güzelini kafiye eden kıssa benimdir
bebek katillerinden kurtarılmış özgür dünyayı
ve beni bana hediye eden Musa benimdir
Allah’ın buyruğuyla
dağlarca koparılıyorsa bile çiçeklerimin kelleleri
üstünde titreyerek sallanıyorsa da hala
kimi kafasız saplar
çer çöp’ten bir rüzgarın soğuğuyla

yolları tıkayan kirli bir enfarktüs olacak
“La İlahe İllallah”a çarpsın kalbiniz, benim adım zaten Kudüs
size de Kudüs olacak

gidin! gidin ve bulun kendinizi
Cubuti’de, Brunei’de, İnguşetya, Abaz’ı
uyanın, Allah aşkına artık uyanın!
teheccüd vaktidir
Liberya’lı çağırtmaç’la bağırmaktan yırtılsın İstanbul’un Boğazı
Derbent Cuma’da Singapurlu’dan yükselen avazı
duysun Surinam’dan bir Mus’ap
ve gidip Nur’ul Hamidiye’de kıldırsın namazı
Angoche’nin, on beş camiinde birden
Nebe Süresi okusun bana Sibir’li
ve Nord Kamal Çakın’ın Tanzanya’lı hafızı
Lale Tülpan’da Arakan’lı vaiz’in vaazı
beni biz yapsın Bir’de bin olmak
Bir’de olalım renklisi beyazı
Bir’de kalalım çoğu-azı

ne Birleşmiş, ne Teşkilatı, ne Milli, ne Birliği
aramızda “La İlahe İllallah” konsensüs olacak
her mahalleye bir medrese, her şehir bir külliye
her köşenin başında Kur’an Mektebi
“La İlahe İllallah” deyiniz, adı Kudüs olacak

ya bul kendini, ya da kendini değiştir
ve asla, bir daha asla sadece “Filistin” deme bana
çünkü toprak derili oluyorum
sersefil “çıkar”ın önündeki “milli” kadar kirli oluyorum
davranış’ın başına konulan “akıllı” kadar cahili oluyorum
Lincoln şapka ile frak kadar yerli oluyorum
göğümün üstüne konulmuş demirden zindanda
üstüme geçirilmiş pijemada
ve duvarda, cetvelden çıkma çizgili oluyorum
değiştir
çünkü dünyayı alamıyorum kucağıma

sessiz olun, güzellik uykusunu oynuyor maskeli sanat
sonra, kara gözlüklerin altında çirkinliğini gizleyen kör bilimle
sahilde oyuncaklar parçalayacak
elbette sokakta kediler, evde bekleyen köpekler
vicdanının vaftizi bir tahassüs olacak
bu çağın adı nedir bilmiyorum artık
zamanı kaybettim çünkü
ama saat hep “La İlahe İllallah”
yoksa sayılar mırıldanan vahşi bir teknoloji
Firavun kaçkını firavunların elinde
yenidoğan bebeklerin kellelerine abaküs olacak

fenerim ben
kelebeklerle beraber melekler gelir bana
gecenin içinde yüzen yolcular gelir bana
durup, göğe bakan acılar gelir bana
yıldızların yoluna hacılar gelir bana
ışıltılar içinde zihnin gemisiyim
döner döner varırım bana
rota yine senin olsun
ama mutlaka varsın bana
ki bulasın kendini