Lam’ım da var Cim’im de

Yazar: on 26 Mayıs 2020

Bugünü bir yerlere not etmem lazım. Harflerimi duyurabileceğim bir azad-meydan bulmamın ilk günü çünkü. Bir işe/mesleğe atılışınızın ilk günü gibi. İlkler her zaman zordur. Başımdan büyük işlere kalkışıp kalkışmadığımı şimdilik ben de bilmiyorum. Bakalım, anlamak (isteyince) zor olmayacak.

Parantez içindeki  “isteyince” sözcüğü, tüm anlama alanları için geçerli. Şayet kendinizi bir ‘anlamak istememe’ psikozuna sokmamışsanız, anlamak için var olan yegâne canlı türü olarak size açılır hakikatler, tabii ‘çaba’nız miktarınca.

Lamucim dedik çabamızın adına. Bir dostun önerisiyle… Lamı cimi yok manasında almayın bunu lütfen. Bu budur, lamı cimi yok. Böyle bilecek/yapacak/anlayacaksın… Dayatma-larının deyimize olmuş hali olan “lamı cimi yok” anlamının tersini çağrıştırmak istiyoruz belki.

Lamı cimi var. Yani hem lamı var hem de cimi, demek isteyişimizin remzidir “Lamucim”. “Lamı cimi yok”taki buyurgan mana değil, “lam u cimi var” daki itirazî ruh/ton’dur dikkat çekmek istediğimiz.

Peki de itirazınız neye, diye sorulamaz mı? Ya da her şeye itiraz/isyan eden marazi bir ruh/ton ise ben almayayım, türü itirazlar olamaz mı?  Olabilir. İtirazımızın neye olduğunu burada bir çırpıda sıralayamam,  zira bunu Lamucim yazılarından Lamucim devam ettikçe anlayabilirsiniz. Yine itiraz-marazî olup olmadığımızı da bu süreç hem size hem bize göstere-cektir.

Bize de gösterecek dedim. Çünkü biz de kendimizi daha iyi anlamış olacağız. İç âlemimizden nelerin döküle(bile)ceğini, kendimizden sakladığımız ne tür delilikler, yetenekler, saçmalıklar, çirkinlikler, güzellikler taşıdığımızı biz de ancak Lamucim vesilesiyle daha net görebileceğiz.

Güzel görmek için güzel bakmayacağız. Tersini de yapmayacağız elbet. Bunun adı kendini kandırmak olur. Güzele güzel, doğruya doğru bakacağız. Ne her şeyi kendi ölçütle-rimize göre güzel, doğru, çirkin, yanlış diye kategorize edeceğiz, ne de apaçık hakikat(ler)i şaşı gözlerle bakıp bulandıracağız. Zamanın eskitemediği yanlışı-çirkini-eğriyi adını koyup eskicilere bırakacağız. Öte yandan nur topu gibi çirkinlikleri-eğrilikleri de salt yeni(lik) etiketi taşıyor diye satın almayacağız.

Bir misyon adamı ciddiyeti/soğukluğu iddiası taşıdığımı/zı iddia edemem. Ancak tamamen iddiasız olduğumuzu da söyleyemem. Hayatın renkliliğini göz ardı etmeden kendimiz olmayı serdeki az buçuk ‘molla’lık engelleyemez herhalde. Hürriyetimiz/irademiz kutsalımızdır. Hiç bir arzumuzun irademizi esir almasına, hiç bir dış faktörün hürriyetimizi kısıtlamasına gönlümüz razı, elimiz mahkûm olmasın diye dua edecek/çaba göstereceğiz.

İlgi alanımız ise hayattır.  Hayatın aktörü de insandır. “insan”a dair ne varsa paylaşmayı deneyeceğiz. Sanat, edebiyat, kültür, din, medeniyet, siyaset, eğitim… Zira insan bir bütündür, parçalanamaz.  İnsan yoksa hiçbiri yoktur. İnsan varsa hepsi birden vardır. Sanatı yapan da, dini yaşayan da, medeniyeti kuran da eğitimi alan da insandır.

Sesine anlam yükleyip o anlamları adına şimdi harf dediğimiz semboller aracılığıyla kâğıda döken insan. a’yı b’yi, elif’i bé’yi, lam’ı cim’i icad eden insan. Lamucim aracılığıyla senin mektup arkadaşın olmayı istiyorum. Lamucim aşkına, duy harflerimi!

Devrim BAL (03.08.2009)



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.