Kanarım

Yazar: on 27 Eylül 2021

yanlış anlamayın 

ağlamak için çok sebep var

ama ben en çok yalnız kalınca ağlamıyorum

biliyorsun, seni çok seviyorum

ama ben en çok

seni sevmekte yalnız kalınca

ağlamıyorum

yine de haberin olsun

bu aralar çok yalnız kalıyorum

çocukken sığındığımın ucunda

çok iyi hatırlıyorum 

o tepe beni her omuzladığında

bu kadar çok acıtmazdı çömelmelerimiz

sanki sonsuza kadar durabilirdim orada

sonsuzluk durmadan sonsuza baktığında 

çünkü her şey gördüğüm gibiydi orada

çünkü bir yer yoktu koca ovada

gök de yoktu, herhangi bir ses de

bir ben vardım, o da zaten yok olurdu o anda

önce bir yolcu oluyordum

sonra yolun kendisi

yol bitince ufuk oluyor

batan güneşin turuncu ışığına bulanıyordum.

ışığın gözlerini kaplayan duman oluyordum 

çünkü ne bulacaksam, o dumanda buluyordum

bir ben dönüyordum, bir gök dönüyordu

bulanıyordu gözlerim

döne döne çok oluyordum

yani “yoksa, zaten yoktur” diyebilirsiniz

mavi olmak zorunda değil gök

beyaz olmak zorunda değil kefen

“anlamı yok, sadece yok oluyor işte” deyin isterseniz

ama, meleklere “yok” demeyin lütfen

biliyorum çünkü Deli Hasan hep beni bulurdu

akşamdı ama zaman hep erken olurdu

o dumanın süt limanında, ayak bileğimizden demirlenirdik

yamacımıza çömelen hüzünde demlenirdik

sonra tüm suretler birden berrak olurdu

belki yamulurdu ağız burun

yumulurdu deli gibi dönen gözler

siz görmezdiniz

dağılmayan sisten ablukalarımız olurdu

yırtık çoraplarımızın altında

hazine dolu sandukalarımız olurdu

elimizde birer uzun olta

arada bir de sallardık

acı acı bakardık ufka

batan güneşten kaçmış renkleri avlardık

asla bakmazdık birbirimize

akıllıymışız gibi birde soru sorardık

-beni tanıyor musun Hasan Dayı?

-beni tanıyor musun ?

işte şimdi zamanı

beni bulmanın

haberin olsun, Hasan Dayı da öldü

ama karalar bağlamam

bir ara yükselirim o göğe belki

deliden kalma gözlerimle, döne döne

sadece kapına kapanırım

ama asla ağlamam

doğrudur, bir acımasızlığın var olduğu doğrudur

haberin de var üstelik biliyorum

biliyorum, ağlamak da var

hatta ağlayanlar da

ama ben ağlamam

açmazsa kapıyı, çömelirim eşiğine

kendime dert yanarım

bir kapı olsa da oluuuur, olmasa da

olmasa ben susarım

kanacaksam, memnuniyetle sana kanarım

yanlış anlamayın, çünkü ben çok susarım

sonra yarım bardak soğuk suya bile kanarım

doğrudur, bazen yaşamak istemediğim doğrudur

çünkü senin için de yanarım

yanarım, yanarım, vallahi çok yanarım

ama üzülme, zaten geçiyor sonra

hatta yandıkça, hayata daha çok susarım

ona bile kanarım

ben ağlamam, hıçkırıkları gırtlağında boğarım 

sadece artık o tepede 

bazen paslanmış gibi hırlarım

hançer saplanmış gibi kanarım

kanadıkça susarım

bu kadar çok ağlamayınca

tabi utanır oluyor insan, insanlığından

çünkü artık yaşamak için yaşarım

çok seversen olmuyor işte

olmuyor

yanlış anlamayın, sonra sadece “Öldü” diyorlar

ve çok rahat söylüyorlar

ama ben ağlamam

dağ gibi sırtım var, gözüme dayarım.

gerçekten gün geçtikçe daha çok ağlamıyorum

bazen sebebini bile anlamıyorum

sığırcık kuşlarını çok seviyorum

                                             Erkan KADĞA



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.