Benim Yüzümden

Yazar: on 26 Haziran 2021

Gel

yanıma otur 

gel, otur yanıma şöyle

doğrudur

saçlarım dağınık, kafam karışık

heeee anlamadığım doğrudur

bu kadar güzel ötüyorken kuşlar

etrafta sinsi bir kedi neden dolaşır

bahçeler renkli, tüm otların boyu bile eşit

göz alabildiğine ova

ve kaf dağına gerek yok, heeee

ama neden hala güzel değil bu güzellik

boğuyor beni tüm bahçeler

önceleri iyiydi

artık diken değil, gül batıyor

ama çok acıtıyor benzerlik

heeeee

Mesela bir de ölüm var 

ta kıyısına varana kadar

durmadan çalışıyorlar

durmadan insan mı olunurmuş?

durma, he he, beraber olsun, buyur

Çok da üzülme 

hiç bir cevap farketmezdi zaten

el değmemiş bir çirkinim şükür

heeee ne farkederdi

hep, eşittir ne farkederi kalıyorsa geride

“de hadi neyse” ise hep elde

He, he he doğrudur

avuçlarımı koklayan bolca sarı yaprak

gözüme hala yüzünü sürüyor tozla toprak

alnımdan saçları usulca süzülen gıcır yağmur

birazdan oluşacak karman çorman çamur

he, he he 

aynen hep kalacak

yahu arkadaş

kafam karışıksa

tabi ki saçlarım da dağınık olacak

heeee doğrudur

arkamdan da yas tutacak

he he tutacak

Doğrusu ben ettim, ettim edeli Ali’ce

emin değilim artık, hep emin olmama eminliğinden

üstelik artık sen bile

mırıldanmayı unutmuş eski bir şark(l)ısın

hatta, naif domuz homurtuları eşliğinde laubalice

bazen “Allah belamı versin” gibisin 

ve ıssız bir zamanın acı inlemesi ile benzeşen 

yaşlı bir kapının cızırtısı,

yıllandıkça daha da tizleşen.

Ama benim yüzümden, benim yüzümden

çünkü vızıltıları elinin tersiyle iterdi

avuçları donmuş mantık

oysa sen

hiç için bazen

bu kadar çok fazla biriyken

biz abarttıkça abarttık

o vızıltıların balkonundan uzaklaşamadım bir türlü

biliyorum

her şey için çok geç artık

Bugün çıkardım da kendimi doğadan biraz

indim ileriye doğru

kuyunun dibine dikilmişse gümüşte beyaz 

zaten bakılamazdı geriye doğru

ben de kuyudan ne bakıyorsa bize

o kadar baktım oraya, herkes gibi

eşittir ne farkeder çıkıyordu temize

çünkü gölge, güneşe doğru uzamaz

hep gölgeden dönüyoruz kendimize

oysa babamı çok iyi tanıyorum

çünkü büyük bir imanla

bütün gün

sadık kullarıyla savaşıyorum

elbette biliyorum

özür dilerim, heeee benim yüzümden

bazen yer açmak için ona

hatta imanı sınırlıyorum

İnsan, en çok sevdiği için öldürürmüş

ben saçlarını karıştırıyorum güneşin

çünkü oğluyum

göze göz

bazen göz göze barıştırıyorum

de he, he he taş sert

demir delik

pırıl pırıl çelik

birazcık da altın şırıltısı karıştırıyorum

o nar zarı, gelip girmiyiverse gönlüme

neredeyse muazzam ayrıştırıyorum

ışık hep soğuk

bilim daima züğürt

artık elde ne varsa

heee, he he, de he he eşittir absürt

Tabi olmayacak

zorunlu ve zorlu olan her rüya

hiç bir zaman doğmayacak

korkmayın, saçlarım da karışık kalacak

yani benim yüzümden

bakın doğdu ve fışkırıyor gözümden

he he, hey uyanın, sabah olmuş

         Erkan  KADĞA



Yorum Yazın

Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.