Eylül Sonrası Dilencisi II.
Yazar: Erkan KADĞA on 20 Mayıs 2021
Nehir kıyısında tam sekiz defa,
Alnımı tatlı bir soğuk alır,
Özgürdür, uzatıldıkça uzatılır.
Ensemi hafif bir esinti kaşır,
Sık sık saçlarım dalgalanır
Dağılmaz, çünkü zaten dağınıktır.
Bellidir karadır, yani temiz kalır,
Hergün nehir dolusu bir su ile yıkanır
Ama yine kara kalır, yine kaya kalır,
Evet, bir kaya kalmak güzeldir,
Üstelik hiç çizilmemiş gizli portreleri bile vardır.
Bazen kenarları, yeşil ve turuncu renk yosunlarla renklenir azıcık,
Seccadem.
Beyaz tülbentini takmış,
Beyaz köpüklerin dağ gibi aktığı dağın yamacında,
Dumandan atlara binmiş bakışlar vardır.,
Keçi sakallılar,
Gözleri kartal,
Burnu da ıslak olan herşeyin avcısı kapana yakalanır,
Dilenirim ondan insan kadar acımasız olanı birazcık.
Ki İnceldikçe bıçak, daha bir bıçak olmaya yaklaşır.
Sen ince kenarından damlayan kandan da ver derim alnıma, azıcık
Ki inceldikçe insan, insanlıktan daha da uzaklaşır
Maviden daha soğuk o su kenarında,
Musallaya alınmış bir yeşilin kökünü yıkıyorsa,
Çamurdan daha kirli bir el,
Muhtemelen kalbi de temizdir de ondan.
Biliyor ise üstelik, önce çamurdan duruluyordur
Yani hala oturmuş durmadan ağlıyor ise,
Nehrin vahşi sularının kazıdığı o kıvırcık kök üstüne,
Ölmesin istiyordur da ondan gözyaşları ile suluyordur.
Artık hangi kemiğe dayandıysa hudutlar,
Adaletin kılıcıyla düzleştirilmiş kemiklerden oluştular
Tüm kökleri önce söküyorsa,
Sonra üstüne adaletin gözyaşları yağıyorsa,
Lütfen durun orda,
Artık sürtmeyin kayalara inceliği,
Vurun, dövün kızgın som haline gelmiş kalpleri,
Sonra istediğiniz kadar bileyin,
Sonra istediğiniz kadarını bilin,
Ama lütfen,
Geride az biraz da insan bırakın o şeyi.
Sayın Hiçbirşey!
Bakıyorum, daldın yine karıncaların savaşına….
Uyan….
Bir şair insan zengini değildir,
Dök üstüne iki tümsek kürüklediğin kordan,
Korkmadan avuçla ordan
Hatta elini korkak alıştırmadan
Çünkü bir şair insan zengini değildir zaten
Serpersin belki üstüne bir ara, iki kambur, kürediğin kardan.
Yorum Yazın
Not: Yorumlar denetimden geçmektedir.